| - İki gün oldu ama hâlâ Cole'dan özür dilemedin. | Open Subtitles | لقد مر يومان وانت لم تعتذر لـ كول حتى الان |
| Ve hala bana daha önceki davranışın için özür dilemedin. | Open Subtitles | وأنت لم تعتذر بعد عن طريقة تصرفك معي سابقا |
| Fotoğrafını mahvettikten sonra ondan özür dilemedin. | Open Subtitles | لم تعتذر مطلقاً بعدما شوهتَ صورتها |
| Yalnızca şaşırdım, güzel kızdan özür diledin ama bilim projesini mahvettiğin kızdan özür dilemedin. | Open Subtitles | -لقد وجدتُ هذا مثيراً -عندما اعتذرت للفتاة الجميلة وليس لفتاة العلوم التي حطمت مشروعها |
| Çünkü sen benden hiç özür dilemedin. | Open Subtitles | و لقد تخطينا الآمر لمَ لا يمكنك؟ لأنك لم تعتذرى لى مطلقاً |
| - Sevgilime çarptın ve özür dilemedin. | Open Subtitles | -نعم؟ -قُمتَ بدفع صديقتي دون أن تعتذر لها -هل فعلتُ ذلك؟ |
| Dolabımın kenarına "özür dilerim" notu sıkıştırdın, ama hiçbir zaman Peter ve babasından özür dilemedin. | Open Subtitles | لقد وضعت بطاقة أنا آسف" في خزانتي" ولكنك لم تعتذر لـ بيتر أو والده |
| Neden ondan hâlâ özür dilemedin? | Open Subtitles | لماذا لم تعتذر لها حتى الآن؟ |
| Sen benden özür dilemedin. | Open Subtitles | أنت لم تعتذر بعد |
| Cuddy'den hâlâ özür dilemedin sanırım. | Open Subtitles | أفترض أنّكَ لم تعتذر إلى (كادي) بعد، فحماقتكَ تتطلب وقتاً مساوياً |
| Yani, özür dilemedin mi? | Open Subtitles | إذن , لقد رفضتَ أن تعتذر ؟ |
| İşin aslı özür dilemedin. | Open Subtitles | في الواقع، إنك لم تعتذر بعد. |
| Hiç özür dilemedin. | Open Subtitles | انت لم تعتذر |
| Hiç özür dilemedin. | Open Subtitles | لم تعتذر قط. |
| Daha Cecilia Carter'dan özür dilemedin mi? | Open Subtitles | -امسكيه هل اعتذرت لـ(سيسيليا كارتر) بعد؟ |
| Ondan henüz özür dilemedin mi? Diledim. | Open Subtitles | أظن أنك قلت أنك اعتذرت لها؟ |
| Ama yapmadın. Yapmadığın için özür dilemedin. Şimdi senin yapman gerekeni ben yapıyorum. | Open Subtitles | و لم تعتذرى حتى لذا سأفعل هذا بدلا عنكِ |