Baba, bu da basit bir özürle halledi- lecek sorunlardan biri değil mi? | Open Subtitles | أبي، هل هذا واحد من المواقف التي يمكن حلّها باعتذار بسيط |
Bu olay küçük bir özürle hallolacak kadar küçük bir şey olsaydı... sözünü etmek aptallık olurdu. | Open Subtitles | إذا كان هذا الأمر صغيراً لدرجة معالجته باعتذار صغير ـ لكنت أنا حمقاء حين تطرقت إليه |
Bunu bir özürle düzeltmek için artık çok geç. | Open Subtitles | لقد فات الاوان لتصلح هذا باعتذار |
Teşekkür alacağın kesindi zaten. Yanında bir özürle beraber. | Open Subtitles | قطعًا تستحق الشكر، علاوة على اعتذار. |
Sadece bir özürle düzelecek bir şey olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | -اعلم انه لايوجد اعتذار سيصلح من ذلك |
Ne olduğunu tam bilmiyorum ama bir özürle başlamak isterim. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا يجري هنا ولكنى أرغب أولاً بالإعتذار نيابةً عنها |
Kes şu özürle alakalı saçmalıkları ve bir şey söyle. | Open Subtitles | تباً لـ... أطالب بالإعتذار و هكذا |