"öz güveni" - Translation from Turkish to Arabic

    • الثقة
        
    • نفسها لتمارس
        
    • ثقة
        
    İzin, öz güveni doğurur, topluluk onu besler ve merak bunu onaylar. TED فأخذ الأذن يُولد الثقة والمجتمع يُغذيها ويقوم الفضول بتأكيدها
    Öz güvenin var olması için izin olması gerekiyor ve topluluk, öz güveni denemek için en güvenli yer. TED فالثقة تحتاج الى تصريح لكي تخرج والمجتمع هو المكان الأكثر أماناً لتجربة الثقة عليه
    2 kilo verdi. Kadınlara karşı öz güveni arttı. Open Subtitles فقد خمسة أرطال و اكتسب الثقة في تعامله مع الفتيات
    "Kim bu Barney Stinson'la yatağa giren mutsuz, öz güveni sıfır olan geri zekâlı?" diye düşünür. Open Subtitles من هي تلك الحزينه التي تكره نفسها لتمارس الجنس مع (بارني ستينسن)؟
    "Kim bu Barney Stinson'la yatağa giren mutsuz, öz güveni sıfır olan geri zekâlı?" diye düşünür. Open Subtitles من هي تلك الحزينه التي تكره نفسها لتمارس الجنس مع (بارني ستينسن)؟
    Nihayetinde dışarı çıkıp dünyayı değiştirmede kullanmak için öz güveni yoksa akademik beceriler neye yarardı. TED بعد كل شئ، ما جدوى المهارات الأكاديمية بدون وجود ثقة في إستخدام هذه المهارات في الخروج وتغيير العالم
    Purity'nin aslanları kovalayıp avcıları yakalama konusundaki öz güveni, atletik yeteneğinden ya da sadece inancından kaynaklanmıyordu. TED إن ثقة بيوريتي على مطاردة الأسود والقبض على الصيادين لم تنبع نتيجةً لقدراتها الرياضية ولا حتى من إيمانها بنفسها
    Çok daha yaşlı kadınların öz güveni var bizde. Open Subtitles لدينا نفس الثقة التي لدى نساء أكبر منا بكثير
    Başka bir kişiyi yönlendirecek öz güveni nereden buluyorsun? Open Subtitles أين تجد الثقة بالنفس لإرشاد شخص آخر؟
    Hiç bir zaman giyecek öz güveni toplayamadım. Open Subtitles لم اكن، املك الثقة التامة لألبسه خارجاً (أوه، (راي
    İzin, topluluk, merak: tüm bunlar, öz güveni beslemek için ihtiyaç duyacağımız şeyler en büyük sorunlarımızı çözmek ve eşitsizliğin sona erdiği adaletin gerçek olduğu dışarıda ve içeride özgür olacağımız çünkü hepimiz özgür olana kadar hiçbirimizin özgür olmadığını bildiğimiz bir dünya inşa etmek için kesinlikle ihtiyacımız olan şeylerdir. TED الأذن والمجتمع والفضول كل هذه الإمور هي التي سوف نحتاجها لتوليد الثقة سيكون ذلك ضرورة حتمية لحل أصعب التحديات وبناء العالم الذي نحلم به عالم ينتهي فيه عدم المساواة وحيثُ تكون العدالة حقيقة ملموسة عالم نكون فيه أحراراً داخلياً وخارجياً لأننا نُدرك ذلك أنه لا أحد منا سيكون حراً ما لم نكن جميعنا أحرار
    Ve ne olmak istediklerini sorduğunuzda, cevapları; genellikle şair ve yazar olmaktı ve kızların öz güveni en az erkekler kadar yüksekti, belki de daha yüksekti. TED ومن الرائع أن ترى، عندما تسألهم، أن الكثير منهم يريدون أن يصبحوا شعراء و كتاب، وأنّ البنات بنفس ثقة الأولاد، إن لم يكنّ أكثر ثقة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more