| Sırt çantalarıyla gezen birkaç Amerikalı yanlış kişilerle ot içti ve Özbekistan'da kaçırıldılar. | Open Subtitles | بَعْض السوّاح الجوّالين الأمريكيينِ يجربون تدخين المخدرات مَع الرجالِ الخاطئينِ وتم إختطافهم في أوزبكستان. |
| Gitmeye çalışırsanız, umduğunuzdan çok daha uzun süre Özbekistan'da kalırsınız. | Open Subtitles | إذا حاولت ترك ، مكوثك في أوزبكستان سوف تكون أطول كثيرا مما كنت تتمناه ، هم ؟ |
| Belki de Özbekistan'da cep telefonu çekmiyordur. | Open Subtitles | ربما هاتفه الخلوي لا يستطيع العمل في (أوزبكستان) |
| Özbekistan'da Kasim'i yakalamak için bu yöntemi kullanmıştık. | Open Subtitles | تلك الإستراتيجية إستخدمناها مع (قاسم)، في (أوزبكستان) |
| - Özbekistan'da hapisteydim. | Open Subtitles | كنت في السجن في أوزبكستان |
| Bu resimlerde bir yıl önce başkan Park'ın Özbekistan'da şahsen kurmuş olduğu araştırma laboratuvarı görülüyor. | Open Subtitles | هذه الصورة هي قبل عامٍ من الآن... الرئيس (بارك) شخصيّاً في معهد البحوث في (أوزبكستان). |