Ona özel bir akşam yemeği hazırlamak için bu kadar uğraştım. | Open Subtitles | واجهت كل تلك المصاعب لأعد لها عشاءً مميزاً |
Sana özel bir akşam yemeği hazırlıyorum. | Open Subtitles | إنني أعد لك عشاءً مميزاً |
Pekâlâ, ikimiz için özel bir akşam yemeği hazırlayayım mı? | Open Subtitles | حسناً ، هل أُعد عشاء خاص لشخصين؟ |
Anna senin için özel bir akşam yemeği hazırlıyor. | Open Subtitles | آنا وضع على عشاء خاص بالنسبة لك. |
Bay Lang, Washington'da Kongre liderleri ve Dışişleri Bakanından ciddi destek vaatlerini aldıktan sonra bu gece Başkanla özel bir akşam yemeği yiyecekler. | Open Subtitles | في (واشنطن)، تلقّى السيد (لانغ) وعوداً بالمساندة، من قادة الكونغرس ووزير الخارجية، قبل المضي إلى حفل عشاء خاص مع نائب الرئيس. |