Cleveland'tan gitmek için kiminle yatıp, özel jeti ayarladın? | Open Subtitles | من اضطررتي لتضاجعي لتحصلي على طائرة خاصة خارجة من (كليفلاند) ؟ |
Jen, ona iyilik borcu olan ve özel jeti olan bi arkadaşını aradı. | Open Subtitles | لقد طلبت (جين) خدمة من صديق . لديه طائرة خاصة |
- Neil Gross'un özel jeti. | Open Subtitles | - طائرة خاصة نيل غروس. - (الضربات الهاتف) |
özel jeti hazırlayın. | Open Subtitles | أحضروا ليّ طائرة خاصة حالاً! |
özel jeti var. Bu kullandığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | إنه يمتلك طائرة خاصّة. |
Sadece birkaç saat önce özel jeti ve sarayı olan bir prensesken şimdi otobüs aktarmalı yolculuk ve hava alanındaki otel odasında Dan Humphrey ile olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنه في غضون ساعاتٍ قليلة، تحوّلتُ من أميرة ذات طائرة خاصّة وقصر... إلى الطيران الرخيص والاختباء في غرفة فندق في المطار... |
Ray Haffner, Stile'in özel jeti oldugunu ve yeri saptanamadan ülkede dolastigini söyledi. | Open Subtitles | إذن قال لي (راي هافنر) أنّ (ستايلز) يستخدم طائرة خاصّة للتنقّل من دون أن يُكشف. |