Amadigeryandan,oda birpolitikaci ve bir tutucu ve ben onun bir diktatörün bütün özelliklerine sahip olduguna inaniyorum. | Open Subtitles | لكنه من ناحيه اخرى سياسى ومتعصب واعتقد ان فيه كل صفات الديكتاتور |
Evet, diğer çekicilik özelliklerine pek sahip değilsiniz. | Open Subtitles | أجل، لا يبدو أنّ تملك أيّ صفات جاذبية أخرى. |
Bu yüzden basitten başlayıp, bazı canlı özelliklerine sahip yapılar oluşturuyor, sonra bunu geliştirerek daha canlı benzeri hale getirmeye uğraşıyoruz. | TED | إذن نبدأ بنموذج بسيط، نصنع بعض البُنى التي قد تملك بعض خصائص الحياة هذه ثم نحاول تطويرها لتصبح أشبه بالكائن الحي. |
Kriptologlar, yazıların gerçek bir dilin tüm özelliklerine sahip olduğunu, ama daha önce görülmemiş bir dil olduğunu söylüyorlar. | TED | علماء الكتابة السرية يقولون أن الكتابة تحمل خصائص لغة حقيقية، إلا أنها كتابة لم يروها من قبل قط. |
En sonunda onu ideal Stepford kadınının özelliklerine göre programlarız... ve işte! | Open Subtitles | واخيرا نقوم بتحسينها من أجل أن تطابق مواصفات زوجات ستيبفورد و |
Onları sadece Xrt teknik özelliklerine uyarlamamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحن فقط نحتاج لتكييفهم مع مواصفات الوحدة |
Her ayrı notaya ve bu notanın bütün özelliklerine bakıyoruz: ne kadar sert çalınmış, nasıl bastırılmış, ve parmakları nasıl hareket ettiriyorsunuz. | TED | و نفحص كل نوتة, و كل الخصائص لتلك النوتات: بأى قدر من القوة تم النقر و كيفية الإستغراق أثناء الضغط, و كيف تحرك أصابعك. |
Ama bu çiçeğin özü ile birleştirirsen, bir anda muhteşem iyileştirme özelliklerine sahip oluverir. | Open Subtitles | ولكن بخلطه مع الرحيق المستخرج من هذه الزهرة وفجأة يصبح ذا خواص علاجية مبهرة. |
Kusura bakma. Bu herifin takıntılı olduğu Stephanie'nin daha tanımlayıcı... özelliklerine odaklanmalıyız. | Open Subtitles | لذا اسمعني جيداً، نحن بحاجة إلى التركيز على صفات ستيفاني أكثر |
Zayıfsın ve liderlik özelliklerine sahip değilsin. | Open Subtitles | أنت ضعيفة ولا تملكين صفات القائده |
Kararlarımı kurbanların kişisel özelliklerine bakarak vermiyorum. | Open Subtitles | لا أبني قراراتي على صفات الضحية الشخصية |
Organik olduğu kesin ama bir çeşit metalik hidrojen özelliklerine sahip gibi duruyor. | Open Subtitles | عضوية بالقطع، لكن يبدو أن لها خصائص هيدروجينية معدنية |
Temelde, örneğin, içeriği kaç kişinin izlediğine bakarak ölçümlemek yerine, içeriğin ortak özelliklerine bakmak bize daha temel bir veri sunuyor. | TED | ، هكذا ، في الاساس، ، عوضا عن، على سبيل المثال، قياس المحتوى معتمدا علي عدد المشاهدين، يعطينا هذا البيانات الرئيسية للنظر الى خصائص الارتباط والمشاركة للمحتوى. |
Ama bu ikisinin özelliklerine bakarsak, zevk; zamana, nesneye ve yere bağlıdır. | TED | لكن , لو نظرتم إلى خصائص كل منهما , النشوة تتوقف على الوقت , تتوقف على الغرض , أو على المكان . |
Bence iyi bir şövalyenin bütün özelliklerine sahip. Sen ne dersin? | Open Subtitles | يملك كل مواصفات الفارس الجيد ألا تعتقد ذلك؟ |
Thor kırıcının özelliklerine O'Neill'ın bilinçaltından ulaştı. | Open Subtitles | ثور اخد مواصفات الجهاز من عقل اونيل |
Barry, Iron Heights hapishanesinin özelliklerine baktım. | Open Subtitles | (باري)، لقد عرفت مواصفات سجن (أيرون هايتس) إنه مشدد الحراسة، |
Bu da elmayı elma yapan konum, hız ve dönü gibi tüm zerrelerin kuantum özelliklerine gönderme yapar. | TED | وهي تلك الخصائص الكميّة لجزيئاتها مثل الموضع، والسرعة، ومعدل الدوران الذاتي. |
Bu çocuklar, 8, 9 ve 10 yaşlarında ancak 70 yaşında hatta daha yaşlı bir insanın fiziksel özelliklerine sahipler. | Open Subtitles | هؤلاء الأطفالِ كُلهم بعمر 8,9,10 سنوات مع ذلك عِنْدَهُمْ نفس الخصائص الطبيعية لشخص في عمر السبعين او اكثر |
Sesle iyileştirmenin özelliklerine hazırlanın. | Open Subtitles | جهز نفسك لتجربة خواص العلاج بالصوت |
Bütün insan özelliklerine sahibim. | Open Subtitles | أنا أمتلك كل خواص البشر |
İnsanlara karakteristik özelliklerine göre lakaplar takarım. | Open Subtitles | أنا دائما أعطي الناس أسماء مستعارة وفقا لشخصياتهم |