"özeti" - Translation from Turkish to Arabic

    • ملخص
        
    • خلاصة
        
    • الملخص
        
    • موجز
        
    • الخلاصة
        
    • بإختصار
        
    • الموجز
        
    • يلخص
        
    • هذا كشف
        
    • ليس تقرير
        
    • الملخصات
        
    Bu hikayenin sonu değil, en temel düzeyde doğa hakkında bildiğimiz her şeyin inanılmaz güçlü bir özeti. TED لذلك فإنها ليست نهاية القصة و لكنها ملخص شديد القوة لكل ما نعرف عن الطبيعة على أكثر أشكالها أساسية
    Bütün gece uyumayıp dava özeti yazacağım. Open Subtitles كما أنني سأبقى مستيقظة طوال الليل لأقوم بعمل ملخص
    Çapraz referanslar ilk bölümde. Sonra Günbatımı Operasyonu'nun bir özeti. Open Subtitles الملاحظات فى الجزء الاول ثم هناك ملخص للعمليه
    Burada anlattıklarımın özeti şu mutluluğu, kendini iyi hissetme ile karıştırmamamız gerekir. TED إن خلاصة ما قلته هنا هو أننا لا ينبغي أن نفكر بالسعادة كبديل للرفاهية.
    İşte, bugünkü tarihi olayların kısa bir özeti. Open Subtitles مأوَدُّ أَنْ أَعطيك خلاصة قصيرة اليومِ الحدث التأريخي
    Dördüncü ve beşinci sayfadaki özeti okuyun efendim. Şimdi ne yapacağız? - Merhaba beyler. Open Subtitles يمكنك قراءة الملخص في الصفحات 4 و5، سيدتي. ماذا نفعل الآن؟ مرحباً، أيها السادة.
    Hatta bize çok fazla şeye mal olan bir sayfanın özeti... çünkü biz her haberi kısalttık. Open Subtitles ولا حتى موجز من صفحة أن يكلفنا الكثير... لأننا كل شيء تقتصر على صفحة واحدة فقط.
    İşin özeti, senden çok daha fazla eşyam var. Adalet işte. Open Subtitles الخلاصة هي أن لدي أغراض أكثر منك بكثير، العدل هو العدل.
    Kumarhane soyguna uğradı. Suçu bana attılar, özeti bu. Open Subtitles تعرض كازينو للسرقة، ولُفقت التهمة لي، بإختصار.
    Babamın davasındaki delillerin özeti. Open Subtitles إنّها ملخص لجميع الأدلة التي يملكونها ضدّ والدي.
    Babamın davasındaki delillerin özeti. Open Subtitles إنّها ملخص لجميع الأدلة التي يملكونها ضدّ والدي.
    Durum oldukça karışık, ancak şu ana kadar bildiklerimizin burada bir özeti var. Open Subtitles الحاله فوضويه ولكن يوجد هنا ملخص لما نعرفه حتى الآن
    Elimdeki kanıtların bir özeti ve Bay Castro ile her savunmada ne kadar çalıştığının göstergesi. Open Subtitles هذا ملخص للأدلة ومدى مشاركته مع السيد كاسترو في كل دفاع
    Aslında teorinin özeti de olsa bir sürü olumlu yorum gelmiş. Open Subtitles بالحقيقة هي ملخص للنظرية، لكن هناك الكثير من التعليقات الإيجابية على لوح الرسائل.
    İşte krizin kısa bir özeti. Open Subtitles هنا خلاصة للأزمة كما هو عليه الأمر
    İnsanların koruma uğrunda canını verdiği saklı bilgeliğin özeti. Open Subtitles إنه خلاصة حكمة خفية مات رجال لحمايتها
    Şimdi Bayan Wheeler elimde dava özeti üzerine sizin hazırladığınız bazı notlar var. Open Subtitles (و الآن ، آنسة (ويلر لدي بعض الملاحظات على الملخص الذي قمتي بتقديمه
    Öncelikle, Büyük Palmer tarafından bugünkü gelişmelerin bir özeti sonrasında ise Quentin Powell tarafından analizi yapılacak. Open Subtitles أولاً , موجز لأهم الأنباء "يقدمه ميجور "بالمر يليه تحليل الأنباء "من "كوينتون باول
    Yani işin özeti, bu gemileri bulamıyoruz, bulsak bile onları vuramıyoruz. Open Subtitles إذاً الخلاصة هي، لا يمكننا العثور على هذه السفن ولا يمكننا إصابتها أو إسقاطها إذا أردنا.
    Sonunda koridorun sonuna geldim. Hayatımın özeti. Open Subtitles ،نفدت مني الممرات هذه الحياة بإختصار
    Kim, jürinin sayın üyeleri... kim, bu olayların kısa özeti içinde... izleyenlere dehşet veren bu belirsiz görüntülere... yerde yatan iki aşığın cesedine... bakarak bunlar günahlarının bedeliydi diyebilir? Open Subtitles من يا سادة المحكمة في هذا الموجز السريع للحقائق قد يتخيل الرعب الناجم
    Ancak bu küçük alıntı görüşme sırasında söylediklerinin güzel bir özeti. TED ولكن هذا الاقتباس الصغير يلخص بشكل ممتاز ما كان يقوله أثناء المقابلة
    Şuna bir bak Hanna. Bu, kredi kartının hesap özeti. Open Subtitles ألقي نظرة على هذه يا سيدتي هذا كشف حساب بطاقتكِ الإئتمانية
    Bu bir kitap özeti değil ki. Open Subtitles هذا ليس تقرير عن كتاب.
    Ama yapmıyorum çünkü dava özeti yazarak ve savunma hazırlayarak bu işi öğreneceksiniz. Open Subtitles ولكني لا أفعل لأن كتابة الملخصات ووصايا المنازعات هكذا تتعلّمون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more