Tam olarak çalmak değil. Onu özgür bırakmak. | Open Subtitles | انها ليست سرقة قرد اعنى , انها تحرير قرد |
Şey gibi, mm-- içimizdeki cesur ve yiğit tanrıları özgür bırakmak gibi. | Open Subtitles | إنه مثل, إممم... مثل تحرير الآلهة الطائشة الشجاعة داخلنا كلنا |
Kayıp olanı özgür bırakmak için. | Open Subtitles | تعويذة، تحرير ماهو مفقود |
Annemi özgür bırakmak için ve bir muhafız tarafından öldürülen babanın intikamını almak için savaşıyorum. | Open Subtitles | أحارب لتحرير أمى ولأنتقم لأبيك الذى قتل بيد حارس من البشر |
Şu an tanımadıkları insanları özgür bırakmak için ölüyorlar. | Open Subtitles | هم يموتون اليوم لتحرير شخص ما هم لا يعرفونه |
Ne olursa olsun, mahkumları özgür bırakmak için geldiğimiz izlenimi uyandırmayalım. | Open Subtitles | لا تعطوا أي كان إنطباعًا بأننا هنا لتحرير السجناء. |
Ama en azından seni, onu özgür bırakmak zorunda kalmaktan kurtarmış. | Open Subtitles | لكن على الأقل. وفر عليك عناء الرعب الذي يكمن في تحريره. |
- Tek istediğimiz çocuğu özgür bırakmak. | Open Subtitles | -كل ما نريده هو تحرير الصبي |
- Tek istediğimiz çocuğu özgür bırakmak. | Open Subtitles | -كل ما نريده هو تحرير الصبي |
Çevreni tanımak. Vücudunu özgür bırakmak. | Open Subtitles | تتحرك من خلال بيئتك لتحرير جسدك |
"Baskılanmışı özgür bırakmak" demek. | Open Subtitles | إنه يعني: "لتحرير المظلومين" |
Biz onu Bölum 34 fiyaskosu diye adlandırırız, Bölüm 34 fiyaskosu Şüpheli bir hukuk parçacığı, ve ben buna şüpheli zanlıları özgür bırakmak için şüpheli bir zamanda onaylanmış şüpheli bir hukuk parçacığı diyeceğim. ve söylendiği gibi, bu insanlar Piarco Havaalanı zanlıları olarak adlandırıldılar. | TED | نسميها قسم الفشل الذريع 34، قسم 34 الفشل الذريع، قطعة مشبوهة من القانون، وأنا سأقول الحقيقة كما هي، قطعة مشبوهة للقانون وصدرت في وقت مشبوه لتحرير بعض المشتبه فيهم. (ضحك) وكان يطلق عليه، هؤلاء الناس يسمون متهمي مطار بياركو |