"özlemiyorum" - Translation from Turkish to Arabic

• أفتقد
• أشتاق
• أفتقده
• أفتقدها
• اشتاق
• تفوت
• لا افتقد
• أشتاقُ
• افتقدهم

Aslında, sürekli bir şeyler tarafından vurulmayı hiç özlemiyorum ve yenilip mahcup olmayı.
حسنا , أنا بالتأكيد لا أفتقد أن أضرب بالأشياء طوال الوقت والخسارة المهينة

Evet, orayı çok seviyorum. Ayrıca soğuğu da özlemiyorum. Bundan eminim.
أجل، أحبّ المكان هناك وأنا لا أفتقد البرودة، هذا أمر مؤكّد

Demek istediğim, tehlikeyi veya son iki yılda vazgeçmek zorunda olduklarımı özlemiyorum.
أقصد, الأمر ليس أنني أفتقد الخطورة أو كم تخليت آخر عامين, لكن

Birileriyle çıkmayı özlemiyorum.
لا أشتاق للمواعدة ، هي أكاذيب وتوتر لكنني أشتاق للجنس.

Bununla birlikte, göbeğimin öpülmesini özlemiyorum değil.
بعد ان قلت هذا سأعترف بأنني أشتاق للقبلات على بطني

Olması gerektiği ama hiç olamadığı kişiyi özlüyorum ama onu özlemiyorum.
إنني أفتقد ما يجب أن يكونه و أفتقد الذي لم يكونه أبداً ولكنني لا أفتقده شخصياً

Bir karım vardı. Ama artık yok. İnan bana onu hiç özlemiyorum.
كانت لدي زوجة لقد غادرت الآن و صدقيني أنا لا أفتقدها

Evet, sen işaret direğini tekmeledin ya artık Marcel'i özlemiyorum!
نعم الآن ركلت اللوحة لا اشتاق لمارسيل الآن

Saflığımı veya cehaletimi de, artık ne deniyorsa onları da özlemiyorum.
وبالتأكيد لا أفتقد لبرائتي أو لجهالتي أو أياً يكن ما تسميه أنت

Benim çocukluğum da taşrada geçti. Kışın ortasında tuvalete gitmek için dışarı çıkmayı hiç özlemiyorum. Burası daha medeni, tabii.
نشأت في الريف أيضًا، ولا أفتقد المشي خارج المنزل في منتصف الشتاء. إنه أكثر حضارةً من ذلك.

Devam ediyorumz zaten, işi de hiç özlemiyorum.
لقد فعلت، وأنـا لا أفتقد تلك الوظيفة البتة.

Şehir hayatını birazcık bile özlemiyorum.
أنا لا أفتقد لحياة المدينة ولو قليلًا حتى

Sanırım artık Millie Bobeck'i bile özlemiyorum.
مؤكد كالجحيم أنها لا تدعني " أفتقد الآنسة " ميلي بوباك

Yani, onu özlemiyorum, eğer özlersem bu garip olurdu.
أعني، أنا لا أشتاق لها إذا مارست الجنس، اي انهُ غريب بأمتياز فحسب.

Roy'u fazla özlemiyorum. Ama şunu diyebilirim ki:
أنا لا أشتاق إلى " روي " في أغلب الأوقات لكن بإمكاني إخباركم شيئاً واحداً

Doğrusu, onları çok özlemiyorum.
لأكون صادقا معكِ ، أن لا أشتاق إليه.

Onu yalnızca avlanırken, iz sürerken özlemiyorum yaptığım saatler süren yürüyüşlerde de arıyorum.
أنا لا أفتقده فقط في الصيد و في لعبة التعقب لا أفتقده بذلك فقط

Ben pek özlemiyorum ama senin için önemli değil tabii.
أنا لا أفتقدها, لكن دعنا لا نقلق بهذا الشأن

Ofis dışında da bir psikopatım olmasını özlemiyorum, hayır.
لا اشتاق الى شخص مضطرب عقلياً فى مكتبى الخارجى

Yavaşla biraz, Sonumu o kadar özlemiyorum.
حسنا ولكن بهدوء لالا تفوت المخرج.

Geri dönmemize çok seviniyorum. Neredeyse arabamı bile özlemiyorum.
أانا مسرور جدا لاننى عدت أنا لا افتقد سيارتِي حتى.

"Doğrusunu söylemek gerekirse... "...o kepçe kulaklı otlakçıyı özlemiyorum değil.
الحقيقة تُقال، حالياً أشتاقُ إلى الإبرق ذو الأذنين.

- Evdeyken onları hiç özlemiyorum.
بالطبع عندما كنت بالوطن لم افتقدهم على الاطلاق