Ama ülke çapındaki yerel idarelerin fakir insanlara yaptığı şey aynen budur. | TED | ولكن هذا هو ما تقوم به الحكومات المحلية في جميع أنحاء البلاد تجاه الأشخاص الفقراء. |
ülke çapındaki liselerin yüzde 2'sinden daha az bir kısmı İleri Yerleştirme Kalkülüs Sınavı'na girmeye teşebbüs edebilmektedir. | Open Subtitles | فقط أقل من اثنين بالمئة من مجموع تلاميذ السنة الختامية في جميع أنحاء البلاد يأملون اجتياز اختبار المستوى المتقدم. |
Bunun sonucunda, ülke çapındaki uçuşlar yasaklandı. | Open Subtitles | وكنتيجةً لذلك، تم إيقاف الرحلات الخارجة في كافة أنحاء البلاد |
Birkaç yıl önce ülke çapındaki önemli otoyollarda bulunan cesetleri izlemek amacıyla kurmuştuk. | Open Subtitles | أطلقناها منذ سنوات لتعقّب الجثث التي وجدت على طرق سريعة أساسية حول البلاد |
Şayet ülke çapındaki ölümlerin nedeni buysa tahmin edilenden daha kötüsü olabilir. | Open Subtitles | لوكانت هذه هي الحالة بالنسبة لكل الضحايا حول البلاد فالموقف اذا اسوأ مما يمكن تخيله |
Ama sonra, bu sevgililer, ülke çapındaki cinayetlerine başladılar ve amansız geçen üç kısa hafta sonunda geride Mallory'nin öz anne ve babası da dâhil olmak üzere bilinen 48 ceset bıraktılar. | Open Subtitles | لكن الزوجان بدآ برحلة قتل جماعي عبر البلاد التي استمرّت ثلاثة أسابيع من الرعب المستمرّ مخلّفين ورائهم ثمانٍ واربعون جثة |
Bir kaç dakika içinde, Başbakan düğmeye basıp, ülke çapındaki tüm Stormbreaker'ları aktif hale getirecek. | Open Subtitles | في بضعة دقائق رئيس الوزراء سيضغط الزر لتنشيط حاسبات كسار العاصفة بالمدارس في انحاء البلاد |
Tüm ülke çapındaki profesyonel kahramanları çağırmışlar gibi. | Open Subtitles | يبدو أنهم استدعوا الأبطال المحترفين من كل أنحاء البلاد هذه السنة |
ülke çapındaki gelecek vaadeden tüm Yahudi, İrlandalı ve İtalyan gangsterler davetliydi, Capone da dahil. | Open Subtitles | كانوا يأتون اليهود الأيرلنديين والعصابات الإيطالية دعوا من جميع أنحاء البلاد |
Önümüzdeki haftalarda, benim için ehemmiyet taşıyan ülke çapındaki sorunları çözmek üzere kapsamlı bir plan duyuracağım. | Open Subtitles | ،خلال الأسابيع المقبلة سأعلن جدول أعمال واسع لمعالجة القضايا الحرجة ،في جميع أنحاء البلاد |
ülke çapındaki üniversitelerde okutuluyor. | Open Subtitles | يقرأ في الكليات في جميع أنحاء البلاد |
Liam ve ülke çapındaki İrlanda'nın yeni başkan sesi Mary erkekleri sayesinde bir kadın başkan oluyor. | Open Subtitles | كل الشكر لـ ( ليم ) و ( رجال ماري ) في جميع أنحاء البلاد صوت رئاسة أيرلندا قد تكون إمرأة |
1957 sonbaharında Genovese, ülke çapındaki mafyaları New York'a davet etti. | Open Subtitles | في خريف عام 1957 جنوفيس) يدعو رجال العصابات) من جميع أنحاء البلاد إلى شمال ولاية نيويورك |
Bu görüntüler, DÖTB tarafından izlenen ülke çapındaki bilgisayarlardan. | Open Subtitles | هذه الصور من أجهزة حواسيب بكافة أنحاء البلاد (مراقبة من قبل وحدة (ديتو |
Bu, ülke çapındaki kafeteryalarda bu hissiyatı yeniden oluşturabilmek için beni bir gün belirlemeye yöneltti. Okul Yemeği Kahramanı Günü. Çocukların yemekhane personeline yaratıcı projeler yapabilecekleri bir gün. | TED | وهذا ألهمني لأنشئ يوما حيث نعيد خلق هذه المشاعر في المطعم حول البلاد (يوم بطلة مطعم المدرسة)، يوم حيث يمكن للأطفال صنع مشروعات خلاقة لطاقم المطعم الخاص بهم |
Bu iki kadın ülke çapındaki ailelere sıtmayla mücadele ve tedavi için para toplanmasını söyledi. | Open Subtitles | هؤلاء النسوة طلبوا من كل العائلات عبر البلاد للإنضمام إليهم من أجل جمع المال لمنع انتشار ومعالجة الملاريا. |
Bende ülke çapındaki şiddeti göstermek ve insanların bunun hakkında konuşmasını sağlamak için gerçek bir sokak sergisi yapmaya karar verdim. | TED | ولذا قررت أن أبدأ بمعرض في الشارع لأعرض مشاهد العنف عبر البلاد وأجعل الناس يتحدثون عنها . |
Elçilik sadece ülke çapındaki defileleri değil dışarıdaki defilelerde de gizli çalışmanı destekliyor. | Open Subtitles | ليس فقط عروض الازياء في انحاء البلاد حتى السفاره تطلبك لتعمل عميل سري لديها |