"ürüne" - Translation from Turkish to Arabic

    • المنتج
        
    • منتج
        
    • سلعة
        
    • منتوج
        
    Sağ alttakini ise 10 sene kadar önce ben laboratuvarımda yaptım ve sonunda bir ürüne dönüştürdük. TED في الجهة اليمنى السفلى نرى الروبوت الذي صنعته في مختبري منذ حوالي 10 سنين, والآن وصلنا لهذا المنتج
    Bir ürüne bir isim verirsiniz; bir seri numarası, bir kimlik, o etiket o ürünün pasaportudur. TED أنت تعطي المنتج اسماً، ورقما تسلسلياً، وهوية، بطاقة السعر هي جواز سفر للمنتج.
    Yani, uygun bir ürüne uygulanırsa, devamlı bir tüketici tabanıyla model yine de ayakta kalır. Open Subtitles اما نحن فاستطعنا ان نقدم المنتج الصحيح مع قاعدة صلبة للمستهلكين وقد نجح النموذج في عمل ذلك
    Bu yüzden, bir daha ki sefere belli bir ürüne bakarken, ve size bunu almanızı öneren bir reklam varsa, bu sadece tipik bir sözcü olmayacaktır, TED لذا في المرة التالية التي تبحث فيها عن منتج معين، و هناك إعلان يقترح أن تشتريه، فإنه لن يتضمن متحدث عادي.
    Ama elektriğin gerçek bir ürüne dönüşerek alınıp satılabilmesi için aşılması gereken son bir engel daha vardı. Open Subtitles لكن لكي تصبح الكهرباء سلعة تباع و تشتري كان هناك عائق يجب تجاوزه
    Geniş bir talep potansiyeli olan doğru ürüne uygulandığında model işe yarayacaktır. Open Subtitles اما نحن فاستطعنا ان نقدم المنتج الصحيح مع قاعدة صلبة للمستهلكين وقد نجح النموذج في عمل ذلك
    Fakat artık, herkesin almak isteyeceği bir ürüne sahibim. Ve bunu sadece ben sağlayabilirim. Kahrolası ürün "benim"! Open Subtitles ولكني حصلت على المنتج الذي يريده كل شخص ويمكنني منحه لهم
    Fakat artık, herkesin almak isteyeceği bir ürüne sahibim. Ve bunu sadece ben sağlayabilirim. Kahrolası ürün "benim"! Open Subtitles ولكني حصلت على المنتج الذي يريده كل شخص ويمكنني منحه لهم
    İnsanların bu ürüne ihtiyacı olacak ve tek seferde bundan bir sürü üretebiliriz. Open Subtitles الناس سيحتاجون هذا المنتج. ويمكننا فقط إنتاج الكثير مع الوقت.
    Ama en önemli kural, ürüne dahil olmayın Open Subtitles لكن القاعدة الاكثر اهمية لا تشارك في المنتج
    Ondan sonra ürüne sahip olmaya hak kazanabilirsiniz ama başkalarına da yetecek kadar bıraktığınız sürece ve bu artanlar çürümediği sürece hiçbir şeyin ziyan olmasına izin vermiyorsanız, o zaman tamam. Open Subtitles يبدو هذا معقولاً، فعندما تعطي مجهودك للعالم يحق لك الحصول على المنتج وطالما قد بقي هناك ما يكفي للآخرين،
    ürüne kendim inanmadıkça tavsiye etmem. Open Subtitles حسناً , انا لن اؤكد ذلك الا ارى المنتج بنفسي
    Sydney ürüne gönülden bağlanmanın önemli olduğunu söyledi. Open Subtitles حسناً , سيدني قالت بأنه من المهم أن أقع في حب المنتج
    Çünkü bana hep ürüne gösterilen ilgiyi dağıttığımı söylerlerdi. Open Subtitles 'السبب أنها تستخدم دائما ليقول لي الذي أود أن يصرف من المنتج.
    Ve böylece aynı ürüne sahip iki firmanın kavgasından kar sağlayacağız. Open Subtitles وبعدَ ذلك كلانا سوفَ نربح من حرب .بين علامتان تجاريتان لديهما المنتج نفسه
    Ve bu fark ettiğim bir başka şeydi hiç Cary Grant kadar romantik olmasa da, yine de bir ürüne biraz estetik operasyon, estetik performans katmaya başlamıştı. TED وهذا شيئ اخر شعرت به ليس بالتاكيد بنفس مقدار الشاعرية مثل الممثل كاري جرانت, وبالرغم من ذلك بدات اجمع قليل من الجمالية, اداء العملية الجمالية في منتج
    Ürün paylaşma yolları üründen ürüne değişiklik gösterir. TED كيفية مشاركة هذه المعلومات تختلف من منتج لآخر بالفعل.
    Nihai amaç ise, verilen herhangi bir ürüne insanları aşık etmenin bir yolunu bulmak. Open Subtitles الهدف النهائي بالطبع هو طريقة جعل أي شخص مفترض أن يقع في حب ميئوس منه مع أي منتج مفترض.
    Tamam ama bu adam, ...yalnızca tek bir ürüne odaklanmış, o da kakao. Open Subtitles كلاّ، ولكن هذا الرجل يركّز على سلعة واحدة... الكاكاو
    Şu anda çaresiz durumda ve satıcının ürüne ihtiyacı var. Open Subtitles انه يائس الان و مزود يحتاج الى سلعة
    Pazarlanacak ilk ürüne Raj karar verecek Open Subtitles أما بالنسبة لأي منتوج سنطلقه أولا ، أطلب " السيد " راج

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more