Şansım yaver gitti. Üslerim yoğun çabalarımı karşılıksız koymadı. | Open Subtitles | كنت محظوظًا بأن رؤسائي,قدروا العملي الشاق |
Üslerim biliyordu. İstihbaratları var. | Open Subtitles | رؤسائي كانوا يعلمون لكنهم كان لديهم معلومات |
Üslerim tarafından şu fedakarlığı size önermem emredildi: Sürekli işbirliğiniz ve X-302 teknolojisinin tüm detaylarını bize vermeniz karşılığında yıldız geçidimizin kullanımı kolaylaştıracağız. | Open Subtitles | لدي أوامر من رؤسائي لأعرض عليكم الصفقة الآتية مقابل تعاونكم المستمر وكل تقنيات اكس-302 |
Eğer vali bütün Urca altınını geri verirse, Üslerim,filoyu buraya göndermemeye söz verdi. | Open Subtitles | لو أعاد الحاكم كل ذهب الـ(أوركا) وعدّ رؤسائي أنهم لن يتركوا أسطولهم على هذا المكان |