"üzüldüğünü" - Translation from Turkish to Arabic

    • مستاء
        
    • مستاءة
        
    • منزعجة
        
    • دمعة تذرف
        
    Six'in gittiğine üzüldüğünü biliyorum... ve üzgün görünüyorsun, bu beni üzüyor. Open Subtitles اعلم بانك غاضبة بان رقم 6 رحل وأنا مستاء لرؤيتك مستاءة
    Evlat, bizi kameradan seni sevmediğimizi söylerken gördüğün için üzüldüğünü biliyorum. Open Subtitles بنيّ ، أعرف أنك مستاء لأنك شاهدتنا على التلفاز .. نقول أننا لا نريدك بعائلتنا
    Bak, üzüldüğünü anlıyorum ama üzgünüm, ben gelmiyorum. Open Subtitles أصغِ, أتفهم كم أنتِ مستاءة لكنني آسف, لن أقوم بذلك
    Küçük bir eleştiri yüzünden bu kadar üzüldüğünü görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles أكره رؤيتك منزعجة جدا لمجرد مراجعة صغيرة
    Niye üzüldüğünü anlamadım. Mangaya girebilirdin. Open Subtitles لا أدري لماذا انتي منزعجة لهذه الدرجة لقد قالو بأنه قد تنضمي للفريق
    Benim ya da işyerimdeki kimsenin onlar için üzüldüğünü görmeyeceksin. Open Subtitles أنت لن ترى دمعة تذرف مني أو من أي أحد بمكتبي
    Bunu sormak benim haddim değil, ama Dr. Hoke'un buna bayağı üzüldüğünü hatırlıyorum. Open Subtitles أعني , انها ليست حقا مكاني أن نسأل , ولكني أتذكر فقط الدكتور هوك كان مستاء جدا حول هذا الموضوع. أوه , نعم؟
    Sadece bir şeyler hakkında üzüldüğünü biliyorum. Open Subtitles كل ما أعرفه هو أنه كان مستاء جداً بشأن شيء ما
    David Lee onu tutmadıkları için üzüldüğünü söyledi bana. Open Subtitles لقد أخبرني "دايفد لي"، إنه مستاء للغاية لأنهم لم يعيّنوه
    üzüldüğünü biliyorum. Open Subtitles انا اعلم انك مستاء
    Dinle, Rose için üzüldüğünü biliyorum. Open Subtitles لقد أفسدوا خطتي بتمزيق طحالها من خلال ظهرها -إسمع، أعلم أنّكَ مستاء بشأن (روز )
    Charlotte'un yaptığı şeylerden kaç tanesinde üzüldüğünü biliyor musun? Open Subtitles و هل تعلم كم كنت مستاء في كل منها من شيء فعلته (شارلوت)?
    Anne, Barry ile evlenmediğim için üzüldüğünü fark ettim ve şu sitedeki güvenli eve taşınmadığım için. Open Subtitles ماما ،أنا أعرف أنك مستاءة مني لأنني لم أتزوج من باري و لم أعش معه في بيته في ضواحي المدينة مع كل طاقم الأمن عنده
    Kara için üzüldüğünü biliyorum ama hıncını çalışanlardan çıkarma. Open Subtitles أنا أعلم أنكِ مستاءة بخصوص كارا ولكن لا تأخذ الامر على القوات
    ve ona bakıp şöyle dedim: 'Anne, üzüldüğünü görebiliyorum ve daha sıkı çalışacağım.' TED نظرتُ إليها وقلت "أمي، أرى أنكِ مستاءة سوف أعمل بجهد أكبر."
    Onu öldürdüğün için üzüldüğünü söyleme sakın. Open Subtitles لا تقولي لي إنّكِ مستاءة لقتله
    Muhteşem yemeklerini yiyecek kimse olmayınca nasıl üzüldüğünü bilirim. Open Subtitles أعرف كيف تصبحين منزعجة عندما لا يكون أحدهم هنا ليأكل طعامك الشهي
    üzüldüğünü açıkça görüyorum ve bu duruma ben de üzülüyorum. Ama... Open Subtitles من الواضح أنك منزعجة جداً و أنا منزعج أيضاً لكن...
    Hâlâ Angel/Buffy olayına üzüldüğünü söyleme sakın. Open Subtitles ...لا تخبرينى أنكى ما زلتى منزعجة " حول كل هذه الأشياء عن " آنجيل " و " بافى
    Neden üzüldüğünü anlayabiliyorum. Open Subtitles يمكننى أن أرى لم أنتى منزعجة
    Benim ya da işyerimdeki kimsenin onlar için üzüldüğünü görmeyeceksin. Open Subtitles أنت لن ترى دمعة تذرف مني أو من أي أحد بمكتبي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more