| Isıyı üzümlere doğru yay. | Open Subtitles | الحصول على درجة الحرارة منخفضة على العنب. |
| Onun parmaklarını kesmesini ve üzümlere kan bulaştırmasını istemeyiz. | Open Subtitles | نحن لا أحرزنا ر تريد له قطع أصابعه والحصول على الدم على العنب. |
| Hayatlarını bir düz bardak şaraba veren tüm o üzümlere yazık olurdu. | Open Subtitles | سيكون من العار لكل ذلك العنب ليضحوا بحياتهم فقط لينتهي به الأمر فى كوب شمبانيا مسطح. ألا تظنين ذلك؟ |
| Kuru üzümlere karşı ayıp olmuş. | Open Subtitles | أنه أمر مخزي بأن يستغلون الزبيب |
| Sarı renkli kuru üzümlere karşı olan savaşını hatırla. | Open Subtitles | هل تذكرين كل شئ عنك ضد الزبيب الأصفر ؟ |
| - üzümlere bayıldı. | Open Subtitles | -لقد أحببت الزبيب |
| Ama şimdi onları patlatacağım ki doğanın en iç karartıcı meyvesi olan kuru üzümlere benzesinler büzüş büzüş olsunlar... | Open Subtitles | لتبيّن عنقوداً من العنب حسناً، الآن سأفقأها كي تبدو مثل الزبيب، فاكهة الطبيعة الأكثر حزناً... |
| üzümlere çok yazık olmuş! | Open Subtitles | أنه شئ مخزى بخصوص هذا العنب |
| Emin misin? Orada, merdivenlerde. üzümlere bakıyor. | Open Subtitles | هناك على الدرج تنظر إلى العنب |