"üzereyken" - Translation from Turkish to Arabic

    • وشك
        
    • وقبل
        
    • أوشك
        
    • كادت
        
    • اقتراب
        
    • نفس الوقت الذي
        
    • على شفير
        
    • عندما أوشكت أن
        
    Sormam gerek. Neden herif boşalmak üzereyken kız onun yüzüne yumruk atıyor? Open Subtitles لدي سؤال، لماذا لكمته في وجهه عندما كان على وشك بلوغ النشوة؟
    Tek ayağının üstünde nerdeyse düşmek üzereyken, diğer ayağınla kendini tekrar toparlarsın. TED فانت عندما ترفع احدى اقدامك .. تكون على وشك ان تسقط فتتلقفك قدمك الاخرى
    Kederle geçen yıllardan sonra, her şeyden vazgeçmek üzereyken, müziğin gerçek gücünü yeniden keşfetmeye başladım. TED عندما كنت على وشك اسّلم كل شيء بعد سنوات من المعاناة بدأت في اعادة اكتشاف القوة الحقيقية للموسيقى
    Son hamlesini yapmak üzereyken zamanda bir geçit açtım ve onu geleceğe yolladım. Open Subtitles وقبل الضربة الأخيرة فتحت فجوة في الزمن و قذفته إلي المستقبل
    Bu bir adam ölmek üzereyken yapılması yerinde olan bir iştir. Open Subtitles انه الشىء الصحيح الذى يفعله رجل أوشك أن يموت.
    Tam da profesörün yakıtı tükenmek üzereyken, Orokana'nın uçağını görür. TED في اللحظة التي يكون فيها وقود البروفيسور علي وشك النفاذ، يري طائرة أوروكانا.
    Kemoterapi ya da radyasyona girmek üzereyken bunları saklayabilirsiniz. TED و على وشك الخضوع للعلاج الكيميائي أو العلاج بالأشعة فتقوم بحفظ هذه النطاف أو البيوض
    Zincirlenmek üzereyken, Thanatos'a zincirleri nasıl tutması gerektiğini sordu, hızlıca onu zincirledikten sonra ise canlıların dünyasına geri döndü. TED فبينما كان على وشك أن يُقيد، طلب من ثاناتوس أن يريه كيف تعمل الأصفاد إذ قيده بها بسرعة، وهرب عائدًا إلى عالم الأحياء.
    Ben alışveriş sitesinden çıkmak üzereyken bir görüntü çıktı. TED فقط عندما كنت على وشك مغادرتك موقع التسوق ذاك، انبثق إعلان آخر.
    Bir kitle konuşması yapmak üzereyken insanlar genellikle ne söyler? TED ماذا يقول الناس عادة عندما تكون على وشك إلقاء محادثة عامة؟
    Sen böyle ağlamak üzereyken seni yalnız bırakamam. Open Subtitles بعدما رأيتكِ على وشك البكاء، لا يُمكنني ترككِ هُنا لا يمكنني فِـعل هذا
    Ve tam uykuya dalmak üzereyken köpeklerin uluduklarını duydum. Open Subtitles و بينما كنت على وشك النعاس, سمعت عواء الكلاب
    Şimdi tam rüyam gerçekleşmek üzereyken paramparça olmasına izin vermeyeceğim! Open Subtitles والآن , لأن حلمي على وشك أن يتحقق وأنا لن أراه يتحطم وإذا رفضت الزواج من الخان ؟
    Vurulmak üzereyken, yapılacak fazla birşey yoktur. Open Subtitles كانوا على وشك إطلاق النار عليه ولم ترمش عينه
    Ölmek üzereyken bu kadar çok soru sorulmaz. Open Subtitles عندما كنت على وشك الموت كنت لا تسأل الكثير من الأسئلة
    Kampayaya yapılan bağışlarla zengin olmak üzereyken böyle haberler duyuyorum. Open Subtitles كنت على وشك طلب التبرعات ثم أتلقى خبراً كهذا
    Bir insanın etiyle beslenmek üzereyken daha da çok bağırırlar. Open Subtitles إنتظرى فقط دائما ما يرتفع صراخهم عندما يكونون على وشك إلتهام لحم أنسان
    Tam da Brezilya'yı bırakmak üzereyken, bu sabah, ukala bir sistem kovboyu onunla buluşmak... istediğini söyledi. Open Subtitles تنتهي عادة مع مع شخصاً ما ميت. ليس بالشيء الجيد للبقاء في مجال الأعمال. عـندما كنتُ علي وشك الأستسلام في البرازيل,
    Son vuruşunu yapmak üzereyken zamanda bir geçit açtım ve onu geleceğe yolladım. Open Subtitles وقبل الضربة الأخيرة فتحت فجوة في الزمن و قذفته إلي المستقبل
    O zaman bile orgazm olmak üzereyken sanki onunla evlenmek istiyormuşum gibi hissediyordum. Open Subtitles حتى وقـتها عندما كنت أوشك على القذف شعرت برغبـة الزواج منـها
    Ve tüm umudunu kaybetmek üzereyken inanılmaz bir şey oldu. Open Subtitles وفي اللحظة التي كادت فيها أن تفقد الأمل شيء مذهل حدث
    Yaklaşık bir saat uzaklıktayız. İnmek üzereyken seni ararım. Tamam. Open Subtitles .نحن على بعد ساعة، سأتصل بكِ عند اقتراب وصولنا
    William Herschel İngiltere'deki evinin salonunda kızılötesi ışığı keşfetmek üzereyken Joseph Fraunhofer adlı bir genç umutsuz bir angaryayla boğuşmaktaydı. Open Subtitles في نفس الوقت الذي كان فيه وليام هيرشل يستكشف الضوء دون الأحمر في مؤسسته في إنكلترا فتى صغير اسمه جوزيف فراونهوفر
    - Ölmek üzereyken kaptığım bir beceri. Open Subtitles حسنا ، انه نوع من الموهبة اكتسبها عندما كنت على شفير الموت
    - Baskın yapmak üzereyken - Ne zaman baskın yaptın? Open Subtitles عندما أوشكت أن أجعل تمثال نصفي - متى جعلت تمثال نصفي أبدا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more