Onları araştıran bir polis olduğunuzu düşünüyorlarsa bir dava üzerinde çalışan zararsız bir avukat olduğunuza onları ikna etmelisiniz. | Open Subtitles | إن اعتقدوا انك شرطي وعملك يدور حولهم فمن الأفضل ان تقنعهم انك مجرد محامي غير ضار يعمل على استئناف |
O vakalar üzerinde çalışan biri onu izlediğini düşünebilir. | Open Subtitles | لكن اي كان من يعمل على تلك القضايا يظن انك تراقبينه |
Pentagon için "Prometheus" üzerinde çalışan sivil bir mucitti. | Open Subtitles | لقد كان المبتكر المدنى الذى يعمل على مشروع البروميثيوس للبنتاجون |
Fakat bunun üzerinde çalışan finansal kurumlardan teknoloji şirketlerine, startuplara, üniversitelere kadar bir sürü insan var. | TED | لكن هناك الكثير جدًا من الأشخاص يعملون على هذا، من المؤسسات المالية إلى شركات التكنولوجيا، الشركات الناشئة والجامعات. |
Antibiyotiklere dirençli bakterilerin daha önce görmediği, özgün antibiyotikler üzerinde çalışan şirketler var. | TED | هناك شركات تعمل على مضادات حيوية جديدة، أشياء حتى أقوى الميكروبات لم ترها من قبل. |
Ananth, süreçlerin yeniden yapılandırılması üzerinde çalışan çok başarılı bir iş adamıydı. | TED | كان أنانيث رجل أعمال فائق النجاح عمل على إعادة هيكلة إدارة الأعمال. |
Kocanızın hastalığı ile ilgili yeni bir tedavi üzerinde çalışan ekibin bir parçası. | Open Subtitles | هو عضو من فريق العمل الذي يعمل على العلاج الجديد لمرض زوجك |
Dünyada Jules Gund'un biyografisi üzerinde çalışan herkesten daha farklı bir konumdayım. | Open Subtitles | الأمرلا يبدو كأنه يوجد من يعمل على سيرة جولز جوند |
İş saatleri içerisinde vampirler üzerinde çalışan hocayı mı diyorsun? | Open Subtitles | أجل، ذلك الذي يعمل على مصّاصي الدماء أثناء ساعات العمل، أجل هو. |
Ondan bilgi alır almaz da silah kaçakçılığı üzerinde çalışan bir dedektif öldürüldü. | Open Subtitles | بالإضافة لأن محققاً يعمل على قضية تهريب أسلحة تم قتله مباشرة بعد أن تلقى معلومات منه |
Üç yılır EM sürücüsü üzerinde çalışan bir takımım var. | Open Subtitles | لدي فريق يعمل على دافع كهرومغناطيسي طيلة ثلاثة سنوات. |
Bir defasında, Ulusal Sağlık Kurumuyla beraber çok ilginç bir mikromanyetik rezonans görüntüleme makinesi üzerinde çalışan biri ile tanışma fırsatım oldu. | TED | واحدة من الفرص التي صادفتها هي عندما كان احد الاشخاص يعمل على شيء مثير للاهتمام على جهاز رنين ميكرومغناطيسي وكان يعمل مع مؤسسة الصحة القومية |
Bunun üzerinde çalışan küçük bir takımımız var. | TED | ولدينا فريق عمل صغير يعمل على هذا |
Aşı üzerinde çalışan takımın bir parçası olmak istedim. | Open Subtitles | لأكون جزءًا لفريق .يعمل على لقاح للمرض |
Şimdi bu problem üzerinde çalışan 80 kişiyiz. | TED | ونحن 80 شخصاً الآن يعملون على حل لهذه المشكلة. |
Ve sorun üzerinde çalışan sadece Patreon değil. | TED | ليس باتريون فقط من يعملون على حل المشكلة. |
Başka bir örnek ise bir ameliyat enstrümanı üzerinde çalışan bir grup tasarımcı ile ilgili. | TED | ومثال آخر هو كيف أن مجموعة من المصممين كانوا يعملون على أداة جراحية مع بعض الجراحين |
Bekle.Diğer Nanit programları üzerinde çalışan bir tıp şirketi var, | Open Subtitles | إنتظر... كان هناك شركة طبية تعمل على برامج أخرى للنانيت |
Nokta atış yapan bir füze sistemi üzerinde çalışan bir bilim insanının kimliğini ve yerini belirlemek için gönderildik. | Open Subtitles | لقد إرسلنا لتحدد وتحديد مكان عالمة تعمل على نظام توجيه صواريخ |
Tercüme üzerinde çalışan herkes ve akabinde onu okuyan herkes canından oldu. | Open Subtitles | وكل من عمل على الترجمة، وكل من قرأها، قد مات الآن |
Tercüme üzerinde çalışan herkes ve akabinde onu okuyan herkes canından oldu. | Open Subtitles | كل من عمل على الترجمة وكل من قرأها ميّت الآن |