Ancak akıllı teknolojiler üzerinde çalışmayı aşırı derecede zor kılan da bu. | TED | ولكن هذا أيضاً ما يجعل العمل على التكنولوجيا الذكية صعباً للغاية. |
15. kattaki mühendisler partikül makineleri üzerinde çalışmayı bıraktılar. | TED | أوقف المهندسون في الطابق الـ15 العمل على مصادم الجسيمات. |
Biraz zamanımı alabilir ama, şey, bunun üzerinde çalışmayı kesmeyeceğiz. | Open Subtitles | قد يستغرق ذلك مني وقتاً، ولكن وإن يكن، فإننا سوف لن نتوقف عن العمل على ذلك |
Skye dürüst olmalıydı. Kilitlenmeyi, üzerinde çalışmayı ve kim bilir daha neleri riske mi atsaydı? | Open Subtitles | ماذا , ونخاطر بأن يتم حجزها و دراستها ومن يدرى ماذا أيضاً ؟ |
Dr. Brennan'a hayran. Ve tezi üzerinde çalışmayı bıraktı. Bu gerekliydi. | Open Subtitles | إنه متيم بالطبيبة برينان و توقف عن العمل على أطروحته الجامعية هذا ضروري |
Bu operasyon da olmasa bu dava üzerinde çalışmayı fiilen durdurmuş oluruz. | Open Subtitles | ومن دون هذه العمليّة، فإنّنا نوقف العمل على هذه القضيّة |
Asla diğer davalar üzerinde çalışmayı bıraktığımızı söylemedim. | Open Subtitles | لم أقل أبدًا أن نتوقّف عن العمل على قضايانا. |
"neden site üzerinde çalışmayı bıraktın?" | Open Subtitles | لماذا توقّفت عن العمل على الموقع الإلكتروني؟ |
Artık Castillo davası üzerinde çalışmayı bırakmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | حان الوقت أن تتوقفي عن العمل على قضية "كاستيلو" |
Boş tuval üzerinde çalışmayı tercih ederim. | Open Subtitles | أفضل العمل على قماش أبيض |