bir alet kemeri, bir ışın kılıcı... Üzgünüm evlat | Open Subtitles | فلنرى، عندنا حزام مرفق، حبل ثلاثي، سيف، آسف يا فتى |
Üzgünüm evlat, ünivesiteye gidecek gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | آسف يا فتى يبدو أنك ستدخل الجامعة على كل حال |
Üzgünüm evlat ama kampüs hayatı hakkında izlemem gereken bir program var. | Open Subtitles | آسف يا بني ، هناك برنامج عن الحياة الجامعية يجب أن أراه |
Üzgünüm evlat. | Open Subtitles | انا أسف يافتى |
- Üzgünüm evlat. | Open Subtitles | آسف يابُني - ! لا - |
Üzgünüm evlat. Yapamam. | Open Subtitles | آسف بني , لا أستطيع فحسب |
Ona el koymak zorundayım. Üzgünüm evlat, kanıt işte. | Open Subtitles | بخصوص سيارتك ، ستوجب علينا إحتجازها آسف يا فتى ، أدلة ، أراك في المنزل |
Üzgünüm evlat, oyun buraya kadar. | Open Subtitles | آسف يا فتى لا أستطيع اللعب أكثر من هذا |
Hemen aşağı, şimdi. Üzgünüm evlat, bu kadar oyun yeter. | Open Subtitles | آسف يا فتى لا أستطيع اللعب أكثر من هذا |
Üzgünüm evlat, ama ben yalnız çalışırım. | Open Subtitles | انظر، أنا آسف يا فتى لكنى أعمل بمفردى |
Bu çok sertti. Üzgünüm evlat öyle demek istemedim. | Open Subtitles | هذا قاس - أنا آسف يا فتى لم أقصد أن أكون قاسياً |
Üzgünüm, evlat. Kumar sorunu olan biri ile kızımı evlendiremem. | Open Subtitles | آسف يا بني لن أسمح لابنتي بالزواج من مدمن مراهنات |
Üzgünüm evlat, bir şey söylemedi yapacak bir şey yok. | Open Subtitles | آسف يا بني . أنها لم تقل شيئاً حتى أنا عاجز عن فعل شيء |
Üzgünüm evlat. Tamam, tamam! | Open Subtitles | انا أسف يافتى |
Üzgünüm evlat. | Open Subtitles | أنا آسف بني |
Üzgünüm evlat ama ben biliyordum, juri de biliyordu. | Open Subtitles | انا آسف يا بنى. و انا أعلم ذلك, و هيئة المحلفين تعلم ذلك, |
Üzgünüm, evlat seni bir daha bu evde görmek istemiyoruz. | Open Subtitles | أنا آسف , يا بنيّ , ولكننا " " لا نُريد رؤيتك في هذا المنزل ثانيةً |
Tanrım, Üzgünüm evlat. | Open Subtitles | يا للهول أسف يا فتى |