Üzgün olduğunu söyledi ama geri adım atmıyordu. | Open Subtitles | قال أنّه يشعر بالأسف ولكنّه إستمرّ برمي الكرات |
Senatör bizzat gelemediği için Üzgün olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يأسف السيناتور عن عدم تواجده شخصيًا هنا. |
Üzgün olduğunu söyledi ve sonra beynini duvar boyunca dağıttı. | Open Subtitles | قال بأنه آسف و من ثمة ، قام بتفجير دماغه في انحاء المكان |
Üzgün olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد تأسّف لكِ لقد سمعته |
Tüm bu olanlar için çok çok Üzgün olduğunu söyledi. | Open Subtitles | -أرادني أن أقول لكِ أنّه آسف حقاً بشأن هذا كله |
Sherlock gelemediği için Üzgün olduğunu söyledi. | Open Subtitles | شارلوك يأسف لعدم حضوره |
Üzgün olduğunu söyledi. | Open Subtitles | -ما الذي قاله؟ لقد قال... لقد قال بأنه آسف |
Üzgün olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال... لقد قال بأنه آسف |
Peyton Üzgün olduğunu söyledi. | Open Subtitles | إستمع (بايتون) قال بأنه آسف |
- Gabriel işe gelemediğin için Üzgün olduğunu söyledi ve bir an önce iyileşmeni diledi. | Open Subtitles | أنّه آسف لإنكِ تغيبتِ عن العمل ويأمل أن تتحسني للأفضــل |