Bunun son bulmasına yönelik insanlar baskı yapsa da Molly Woods ve gözden düşmüş bir savaş gazisi olan suç ortağı JD Richter'ın nerede olduklarına dair tek bir ipucu yok. | Open Subtitles | وقلق الغامة يزداد لإنهاء حالة الطوارئ لازلنا لا نعلم مكان تواجد رائدة الفضاء السابقة وشريكها |
Hepsi Yüksek Şatodaki Adam'ın nerede olduğu ile ilgili sorgulanıyor. | Open Subtitles | جميعهم يتعرضون للمساءلة عن مكان تواجد "الرجل في القلعة العالية". |
Bodnar'ın nerede olduğuna açıklık getiriyor. | Open Subtitles | يبدو منطقيا أن هذا مكان تواجد بودنار |
Kimse davetiye almadan yarış'ın nerede olacağını bilemez. | Open Subtitles | لا أحد يعرف مكان السباق حتى تحصل على دعوة |
B-Dawg, Pete ve büyükbaba Thomas'ın nerede olduğunu biliyor. | Open Subtitles | بي دوج، أنه يعرف مكان بيت والجد توماس |
Daniel'ın nerede olduğunu bilebilecek tek kişi o olabilir. | Open Subtitles | ربما يكون الشخص الوحيد الذى يعلم مكان دانيال |
Bayan Richmond'ın nerede olduğuyla ilgili birkaç sorumuz daha olacak. | Open Subtitles | لدي فقط بضعة اسئلة اخرى بخصوص مكان وجود السيدة ريتشموند |
Brian'ın nerede olduğuna dair hiç ipucum yok. | Open Subtitles | ليس لدي ادنى فكرة عن مكان تواجد برايان |
Peki ne olabileceği hakkında herhangi bir şey duydunuz mu Hong Konglu yetkililer bu konu hakkında size birşey sordu mu sizinle bağlantıya geçti mi ya da Snowden'ın nerede olduğuna dair veya başka birinin varlığına dair bir şey sordu mu? | Open Subtitles | موقف السلطات في "هونغ كونغ" بشأن هذه القضية، إن كانوا قد تواصلوا معك أو طرحوا عليك أي أسئلة عن مكان تواجد |
Şu Shooter'ın nerede kaldığını öğrenir öğrenmez kısa bir gözdağı sohbeti için ziyaret edeceğim. | Open Subtitles | ما أن أعثر على مكان تواجد شوتر هذا َ... سوف اتحدث معه محادثه مرعبه بعض الشيىء وأستخدم كلمة "نحن" كثيراً |
Hoş olduğu kesin. Snyder'ın nerede olduğuna dair hiçbir iz bulamadık. | Open Subtitles | مازال لا يوجد أي خبر عن مكان تواجد (سنايدر) |
Söylentilere göre, Koca Ayak'ın nerede olduğunu biliyormuş ve bende, beni ona götürebileceğini düşündüm. | Open Subtitles | الخبر الشائع هُو أنّها كانت تعرف مكان تواجد ذو قدم كبير حقيقي، -وفكّرتُ أنّها قد تقودني إليه مُباشرة . |
Phoebe Tarl'ın nerede olduğu konusunda herhangi bir bilgi sahibi ise lütfen en kısa sürede gelip bizimle konuşun. | Open Subtitles | '.. لديه اي معلومة عن مكان تواجد (فيبي تارل)، 'رجاءا، يأتي للقسم ويتحدث معنا فورا'. |
Katie ve Hunter'ın nerede oldukları bilinmiyor. Çeviri: | Open Subtitles | " ( لا يعرف مكان او ما جرى مع ( كايتي ) و ( هانتر " |
Tam olarak ne konuştuklarını duyamadım, ama sanırım ona Kate Jordan'ın nerede olduğunu soruyordu. | Open Subtitles | لمْ أتمكّن حقاً مِن سماع ما يقولون، لكن أعتقد أنّها كانت تسأله لو كان يعرف مكان (كايت جوردن). |
Bence o Madsen'ın nerede olduğunu biliyor ve Madsen hala onun için çalışıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنّه يعرف مكان (مادسن) وأنّ (مادسن) لا يزال يعمل لحسابه. |
Wells, Stagg'ın nerede olduğunu biliyor mu yani? | Open Subtitles | إذًا فأنت تقول بأن (ويلز) يعرف مكان (ستاغ)؟ |
Online bir forumdan hükümet korumasında olduğuna inandığımız Robert Byrne'ın nerede olacağına dair geçen bir konuşma kaydı yakaladık. | Open Subtitles | في منتدى على الإنترنت تُشير إلى أن طرف خارجي " يعلم مكان " روبرت بيرن |
Rebekah'ın nerede olduğunu biliyor. | Open Subtitles | يعلم مكان (ريبيكا). |
Başbakan'ın nerede olduğu hala bilinmiyor. Acil durum başladığından beri ortalıkta görülmedi. | Open Subtitles | الغموض يكتنف مكان وجود رئيس الوزراء والذي لم يظهر منذ بدء الأزمة |
Garcia, lütfen Mark Harrison'ın nerede olduğunu bildiğini söyle. | Open Subtitles | غارسيا رجاء اخبريني انك تعرفين مكان وجود مارك هاريسون |