"ıris'" - Translation from Turkish to Arabic

    • ايريس
        
    • القزحية
        
    • إيريس
        
    Nükleer saldırı başarısız oldu ve Baek San Iris ajanı olma suçundan tutuklandı. Open Subtitles محاولات الارهاب النووي فشلت وتم القبض على بيك سان بتهمة التجسس لصالح ايريس
    Gazetede Iris ile ilgili bir bilgi görürseniz bana bildirin. Open Subtitles سوف تخبرني بمجرد ان تكتشف رسالة من ايريس في الجريده
    Iris'e yalan söylemekten bıktım çünkü. Open Subtitles لأنني على وشك القيام به الكذب على ايريس.
    İris taraması sofistike hastaneler için yeni bir kimlik belirleme sistemi. Open Subtitles ماسح القزحية هو أجراء تحديد هوية جديد.. تستخدمها المستشفيات الأكثر تطوراً
    İnsanlar olarak gözlerimizde beyaz, renkli Iris ve siyah göz bebeği vardır. TED كبشر لدينا بياض العين، القزحية الملونة وبؤبؤ العين الأسود.
    "Bitmiştim. Nakledecek organ bulamadım. Ama Iris, ellerini üzerime koydu." Open Subtitles حسبت الأمر انتهى ولن أخضع لعملية الزرع في الوقت المناسب لكن إيريس وضعت يديها عليّ
    Gelen Iris Halam. Bu kadın 5 yaşından beri poker oynuyor. Open Subtitles هذه العمة ايريس إنها تلعب البوكر منذ كانت في الخامسة
    Iris Silk bir kaç saat sonra kocasının kollarında öldü. Open Subtitles ايريس سيلك ماتت منذ عدة ساعات بين ذراعى زوجها
    Iris, tuvalete gitmen gerekiyor mu, tatlım? Open Subtitles ايريس , عزيزتي , هل تحتاجين الذهاب للحمام ؟
    Iris'in bilmemesinin daha iyi olacağı konusunda hemfikir değil miydik? Open Subtitles حسناً, ألا تظنين أننا متفقون على أنه من الأفضل إن لم تعلم ايريس بما قمنا به؟
    Iris'in flört planı bu günlerde nasıl ilerliyor biliyor musun? Open Subtitles أتعلمين كيف برنامج ايريس للمواعدة يعمل هذه الأيام؟
    Iris, ödün vermeyen Kuzey Kore yanlılarını Seoul'de nükleer bir terörist saldırı gerçekleştirmesi için gizlice kışkırtmıştır. Open Subtitles ايريس نقلت المتشددين في كورياالشمالية المخططين للارهاب النووي في سيئول كوريا الجنوبيه
    Iris, savaşı bir fırsat olarak değerlendirip Kuzey Kore'de yeni bir politik güç elde etmeyi amaçlıyordu. Open Subtitles لأستغلال الحرب كفرصة ايريس قررت انشاء فرع جديد في كوريا الشماليه
    İşte bu şekilde NSS ve Iris arasında gizli bir mücadele başladı. Open Subtitles و هكذابدأ سوء الفهم بين ايريس و الـ إن إس إس في السر
    NSS'in yöneticisi olmadan önce Baek San, Iris'e uzun süre hizmet etmişti. Open Subtitles بيك سان عمل مطولا مع ايريس قبل ان يصبح مديرا في ال إن إس إس
    İris kasılmaların düşük sol şakağındaki saç kökleri de hafif incelmiş. Open Subtitles انخفاض انقباضات القزحية الشعر الرقيق في الصدغ الأيسر
    Iris, elma şarabınında bayağı işe yaradığını söylüyor. Open Subtitles حسنا، والتفاح والنبيذ في القزحية يعمل جيدا جدا، جدا‎.
    Bu delice. İris biyometrisi dünyayı havaya uçuracak. Open Subtitles هذا جنوني، تقنيات فحص القزحية تنتشر في أنحاء العالم
    Kişisel Iris modelinin hafıza bağlantıları ile ilişkisi. Open Subtitles رابط الذاكرة بين انماط القزحية المتطابقة
    Tamam, dinle. Şifacı. Adı Iris. Open Subtitles حسناً، اصغي إليّ، تلك المعالجة واسمها إيريس
    Ve her yaz, Iris ziyaretimize gelirdi. Open Subtitles وكل الصيف، كنا الحصول على زيارة من إيريس‎.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more