- ISA'deki eski arkadaşlarını ziyaret edecek. | Open Subtitles | لقد أرسلتُها لزيارة زملائها السابقين بوكالة (وحدة دعم الاستخبارات). |
- Söylediğim şey bütün ISA takımlarının nerelere göreve gönderildiğini bir tek sen biliyorsun. | Open Subtitles | الذي أتحدث عنه هو أنك الشخص الذي يعرف مكان مهمة كل فريق من فرق (وحدة دعم الاستخبارات) |
ISA'nın uçakta bir adamı var, Indigo 6 Alfa. | Open Subtitles | (وحدة دعم الاستخبارات) لديها عميل سري على الطائرة، (إنديغو 6 ألفا) |
ISA'nın neden Owen Matthews'ü öldürmek istediğini buldunuz mu? | Open Subtitles | هل تمكنتِ من تحديد السبب وراء رغبة (وحدة دعم الاستخبارات) في قتل (أوين ماثيوز)؟ |
ISA ajanının icabına baktım. | Open Subtitles | تخلصت من العميل السري لـ(وحدة دعم الاستخبارات) |
Bayan Shaw hâlâ neden ISA'nın Owen'i öldürmek istediğini araştırıyor. | Open Subtitles | الآنسة (شو) ما تزال في عملية استكشاف سبب رغبة (وحدة دعم الاستخبارات) في قتل (أوين) |
ISA, Kolombiyalılar, İsrailliler, hepsi düşük seviyeli bir tasarımcının peşinde onu aramak yerine işin arkasındaki beyni. | Open Subtitles | (وحدة دعم الاستخبارات) والكولومبيون والإسرائيليون جميعهم يريدون رأس مصمم مواقع إنترنت نكرة، بدلاً من... العقل المدبر |
Mr. Reese, görünüşe göre ISA, Karaborsa Çarşısı'na karşılıklı finansal yarar sağlayacak bir ilgi gösterdi, ki bunun açığa çıkmasını göze alamazlar. | Open Subtitles | سيد (ريس)، يبدو أن (وحدة دعم الاستخبارات) حصلت لنفسها على مصلحة مالية متبادلة المنفعة في (بازار السوق السوداء)، والتي لا يمكنهم تحمل خسارتها |