"şöyle dedim" - Translation from Turkish to Arabic

• وقلت
• قلت

Birkaç ay sonra ona ulaşıp şöyle dedim: ''Mark, sınıfıma gelmek ister misin?
وبعد شهرين، اتصلت به، وقلت له: "أتحب أن تأتي إلى فصلي يا مارك؟

Ay ışığında o solgun alnına, kapalı gözlerine rüzgârda uçuşan tutam tutam saçlarına bakıp kendi kendime şöyle dedim:
في ضوء القمر، نظرتُ إلى جبهته الشاحبة، أعينه المغلقة، خصلات شعره التي تتأرجح في الهواء، وقلت في نفسي،

Güldüler, eğlendiler, alay ettiler ama onlara baktım ve şöyle dedim:
وكانوايضحكونوماإلى ذلك .. ولكنني نظرت إليهم وقلت: يا رفاق

Sonunda şöyle dedim, "Striker, hayatta çok aptalca şeyler yaptın."
واخيرا قلت لنفسي : سترايكر لقد عملت الكثير من الحماقات

Yok, aslında ona şöyle dedim, "Çek ellerini erkeğimin üstünden, sürtük.
لا,أنا فى الواقع قلت لها أبعدى يديك عن رجلى أيتها الساقطه

Ben de bunu düşünüp şöyle dedim; madem erteleyicinin sistemi işe yarıyor o hâlde sorun ne?
و عندما فكرت بالأمر قلت لنفسي : لو كان نظام التسويف يعمل ، فماذا الذي يحصل ؟

Bir sabah bir rüyadan uyandım ve kendime şöyle dedim:
صباح أحد الأيام استيقظت من قبل حلم وقلت لنفسي:

Binme vakti gelince onu dürttüm ve şöyle dedim:
عندما قيل لنا وقت الصعود دفعت كتفه, وقلت

Onlara yaklaştım ve şöyle dedim: "Tamam, siz sürecinizi başlatırken ben de onlarla bir barış merkezi tasarlamak için çalışabilir miyim?"
اقتربت منهم، وقلت: "حسناً، أثناء إعداد العمليات الخاصة بكم، هل من الممكن أن أقوم مع المجتمع بتصميم مركز صنع السلام؟"

Ona şöyle dedim: "Bay Brahimi, evrensel bir ateşkesi denemek sizce çılgınlık mı?
وقلت له " سيد ابراهيمي هل الحصول على هدنة عالمية ضرب من الجنون ؟

Ve insanlara şöyle dedim: "Çalışmayın. Gerçekten çalışmayın.
وقلت للأشخاص: "لا تعملوا. لا تقوموا في واقع الأمر بالعمل."

Ben de şöyle dedim: "Aman tanrım -- kongre, kitlenme, kim bilir?"
وقلت له، "يا الاهي -- الكونغرس، عقبة، من يعرف متى؟"

Çabucak elimi titreyen annesine uzattım ve Arapça şöyle dedim: "Ateeni elwalad o khudi nafas."
مددت يدي بسرعة وقلت لأمه المرتجفة باللغة العربية: "أعطيني الولد وخذي نفس."

ve ona bakıp şöyle dedim: 'Anne, üzüldüğünü görebiliyorum ve daha sıkı çalışacağım.'
نظرتُ إليها وقلت "أمي، أرى أنكِ مستاءة سوف أعمل بجهد أكبر."

Anna'ya döndüm ve ona şöyle dedim, "Bunu giyecek misin?"
ثم التفتت ونظرت إليها ثم قلت: "هل ستلبسين هذا القميص؟"

Dostum Travis beni buraya sürüklemek için uğraşırken ona şöyle dedim:
الآن، عندما حاول رجالى جعلى أتى إلى هنا, قلت

Ona her zaman söyledim, defalarca tekrar ettim, şöyle dedim: "Bırak!"
ولطالما قلت لها مراراً وتكراراً إبتعدي عنه

Bu düşüncelerle dalmışken bir gece yarısı uyanıp kendi kendime şöyle dedim, "Belki bu gezegen ilk oluştuğu yerden iç yörüngelere doğru göç etmek zorunda kalmış olabilir."
كان يحدث معي أشياء من قبيل أن استيقظ في منتصف الليل وفي أحد الليالي قلت لنفسي : ربما ما يعنيه هذا

Korey'i gördüm ve şöyle dedim. "Hey, gel de takılalım." "Parkta biraz takılacağız."
رأيت كوري و قلت تعال نتمشى نحن على وشك التجمع في المنتزه