Şükran Günü'nün favori tatilim olduğundan bahsetmiş miydim? Öyle. | Open Subtitles | أنا أذكر بأن عيد الشكر هو عطلتى المفضلة ؟ |
Tanrım. Bu, Şükran Günü'nün en sevdiğim kısmı. Bana, neye şükran duyduğumu hatırlatıyor. | Open Subtitles | هذا جزئي المفضل في عيد الشكر لأنني سأقول ما أنا شاكرة له |
- Anlıyorum ama neden ona bu Şükran Günü'nün farklı olacağını göstermiyoruz. | Open Subtitles | لمَ لانبيّن لها أن عيد الشكر هذا سيكون مختلفاً؟ |
Evvel zaman içinde Şükran Günü'nün en sevdiğim tatil olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | أتعلم أنه ذات مرة كان عيد الشكر هو عيدي المفضل ؟ |
Sanırım size otantik bir Şükran Günü'nün nasıl da daha iyi olduğunu ispatlamak için, gidip almam gerekecek. | Open Subtitles | اضن انه يجب علي ان اشتري محار لكي اثبت لكم يااصدقاء كم هو افضل عيد الشكر الاصلي |
Şükran Günü'nü çok severdi. Şükran Günü'nün onu ne kadar strese soktuğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنتي لا تعلمين حتى كيف كان عيد الشكر يوترها، أليس كذلك؟ |
Tam da bu Şükran Günü'nün daha fazla sürprizli geçemeyeceğini düşünürken... | Open Subtitles | فقط عندما اعتقدت أن عيد الشكر هذا ..لا يمكن أن يقدم المزيد من المفاجآت |
İnsanlar Şükran Günü'nün gece yarısından beri burada bekliyor. | Open Subtitles | إنّ الناس كانوا ينتظرون هنا . منذ منتصف الّليل من ليلة عيد الشكر |
Pardon, Şükran Günü'nün ne kadar yapmacık olduğundan bahsederken duygulanıyorum. | Open Subtitles | انا آسف , تعصف بي العواطف عندما اتحدث عن كم هو مزيف عيد الشكر |
Birbiriyle hiç görüşmeyen aileler için Şükran Günü'nün önemini anlıyorum ama bu grup hiç durmadan görüşüyor zaten. | Open Subtitles | أعلم أن عيد الشكر يوم هام للعوائل التي لا ترى بعضها البعض لكن هذه المجموعة معاً من دون توقف |
Sahiden Şükran Günü'nün Çarşamba günü olduğunu unuttum. | Open Subtitles | في الواقع انا نسيت بإن عيد الشكر يوم الخميس |
Şükran Günü'nün lanetlenmesi gibi birşey bu. | Open Subtitles | . هذا نوع من اللعنه للروح من عيد الشكر |
Şükran Günü'nün yılın en zor zamanı olduğunu söylemişti... ailesini hatırlatıyormuş. | Open Subtitles | لقد قال بأن عيد الشكر كان وقتاً صعباً من السنة... . يجعله يفكر في والدايه |
Sonra bana Şükran Günü'nün sadece zavallı yemek şirketlerinin ortaya attığı bir şey olduğunu ve aile bağlarını körelttiğini söyledi. | Open Subtitles | لذا بدأت في تلقين الصرّاف المسكين بشرحها أن عيد الشكر سوى حفلة تجارية منظم من طرف جهة الزراعة الغذائية، متنكرة هلى شكل شعور عائلي |
Hey, Whit, Şükran Günü'nün Cumhuriyetçiler için ne ifade ettiğinde gerçekten yer almak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد يا (ويت) أن اقدم فقرة على ما يعنيه عيد الشكر للجمهوريين |
- Şükran Günü'nün anlamı bu sanıyordum. | Open Subtitles | لقد ظننت ذلك عيد الشكر |
Şükran Günü'nün geldiğini duyuruyor. | Open Subtitles | إنه يعلن عن عيد الشكر |
Ucuzluk marketinin konserve mısırı, Safeway'in donmuş gıdaları ve CVS'nin kabaklı pastası olmadan Şükran Günü'nün tadı çıkmaz. | Open Subtitles | لن يكون عيد الشكر كما هو عيد شكر (بدون الذرة المعلبة من (فروغل هوزر أو حشوة (سيفواي) المعلبة (وفطيرة اليقطين من (سي في إس |