Louie, eğer bütün ailem oradayken Şükran Günü'ne annemlere gidersek ve çocukluk odamda beraber yatarsak, iş biter. | Open Subtitles | إذا ذهبنا لبيت أمي في عيد الشكر مع عائلتي ونمنا مع بعضنا في سرير طفولتي |
Çoğu lise Şükran Günü'ne maç futbol maçı koyar. | Open Subtitles | معظم المدارس الثانوية تقيم مباريات الكرة في عيد الشكر. |
Şükran Günü'ne sarhoş gelen ve... ..tüm gün maç izleyen amcanmış gibi davran. | Open Subtitles | تظاهري أن عمه ظهر مخموراً في عيد الشكر يجلس يشاهد مباراة الظهيرة |
Şunu söylemem gerek annenin beni Şükran Günü'ne davet etmesi gerçekten çok güzel. | Open Subtitles | تعرف، يجب أن أقول أنه لطيف جدا من أمك أن تدعوني في عيد الشكر |
Axl'ın hiçbirimizin sevmediği bir sevgilisi var, işler karıştı, Şükran Günü'ne gelmedi annem yıkıldı ve Axl'la konuşmalı mıyım konuşmamalı mıyım bilmiyorum. | Open Subtitles | ارتبط أكسل بحبيبة لا يحبها أحد وقد فسد كل شيء ولم يأتِ للبيت في عيد الشكر وأمي منهارة |
Evet, duygularını incitecek şeyler söylemiş olabilirim ama telefon bile etmeden Şükran Günü'ne gelmemek mi? | Open Subtitles | حقًا، قيلت الكثير من الأمور وربما تأذت مشاعرنا لكن ألا تحضر في عيد الشكر |
Şükran Günü'ne gelmeyen o. | Open Subtitles | هو من لم يأتِ في عيد الشكر |