"şüpheleniyorlar" - Translation from Turkish to Arabic

• يشكون
• يشتبهون
• يشكّون
• يشككون
• يشكوا

Meteor ucubelerini kontrol ettiğinden şüpheleniyorlar.
يشكون أنه قادر على التحكم بوحوش الكريبتو.

Cesedi bulan Sookie ama, galiba Jason'ın yaptığından şüpheleniyorlar.
لقد وجدت جثتها . . ولكن يبدو بأنهم يشكون في أنه هو فاعل هذا

Sana bir kaç soru soracaklarmış. Benden şüpheleniyorlar ama bundan korkmuyorum.
يحتاجون ان يسألوك بعض الأسئلة هم يشتبهون بي ولكني لست خائفة

Bazı iblisler belli ki hayatta olduğumu biliyorlar ya da en azından şüpheleniyorlar.
هنالك شياطين تعلم ببقائي حياً، أو يشتبهون بوجودي

Nörologlar, başını çok sert çarptığı için, geçici hafıza kaybı yaşadığından şüpheleniyorlar.
أطباء الأعصاب يشكّون بأنّه عانى a الهزّة الحادّة، يؤدّي إلى النسيان.

- Söylenen bir şey yüzünden benden şüpheleniyorlar.
- لقد قيل شيئاً ما هنا جعلهم يشككون بي

Fakat gerçek sebep ise şu: Sanığın, masum olabileceğinden şüpheleniyorlar.
لكن السبب لفعل ذلك يبدو أنهم يشكوا بالمتهم المُدان قد يكون برئياً

Senden şüpheleniyorlar. Bence iki seçimimiz var:
يشكون أنكِ الفاعلة، في وجهة نظري، أمامنا خيارين

Kazakistan'daki bir türden de bir kısım alındığından şüpheleniyorlar.
يشكون بأنها انقسمت جزئيا , من نوع كازخستاني

Kaybolduğu söyleniyor. Komşuları şüpheleniyorlar.
انها تقول انها مفقودة و الجيران يشكون

..İnsanlar Shankar Nagre'den şüpheleniyorlar.
الناس بداوا يشكون فعلا في شانكر

- Diğerleri şüpheleniyorlar, değil mi?
-و لكن الآخرين يشكون في, أليس كذلك؟

Onlar senden şüpheleniyorlar.
انهم يشكون بك

Biz her çocuğu bir aileye vermek istiyoruz elbette, ama Tasha'nın yaşı ve sokakta geçirdiği o kadar yıl, evlatlık olarak alacak aileler uyuşturucu kullanmış olmasından, fuhuştan ve duygusal olarak zor biri olmasından şüpheleniyorlar.
دائماً نحب ربط الأطفال بعائلاتهم لكن لأنها بقيت كثيراً على الشوارع فوالديها بالتبني وعائلة الرعاية سوف يشتبهون في المخدرات

Belli ki ondan şüpheleniyorlar.
حسناً, من الواضح انهم يشتبهون بها

Ve senin yaptığından mı şüpheleniyorlar?
وإنهم يشتبهون بأنكِ الفاعل؟

Senden mi şüpheleniyorlar?
يشتبهون بكَ؟

Berlin ofisinde bilgi sızdıran bir köstebek olduğundan şüpheleniyorlar.
يشكّون بأنّ لديّك تسريب في مكتب "برلين".

Her şeyden şüpheleniyorlar.
إنّهم يشكّون بكلّ شيء.

Nasıl? Paul hakkında soruşturma yaptıklarında yalan söylediğimden şüpheleniyorlar.
إنهم يشكوا أنني كذبت عليّهم عندما (سألوني عن (بول