Yanında avukatı olmadan bir şüpheliyle konuşarak mı? | Open Subtitles | عن طريق التحدّث إلى مشتبه بها من دون تواجد محاميتها؟ |
Takımın şüpheliyle beraber yolda olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أن الفريق في طريقه للعودة مع مشتبه به. |
Müfettiş Lebel toplantı yapmamızı istedi... çünkü İngiliz şüpheliyle ilgili yeni şeyler öğrenmiş. | Open Subtitles | المفوض ليبيل طلب هذا الإجتماع لأن لدية معلومات جديدة عن المشتبه به البريطاني. |
Yani iki kurbanın da yolu şüpheliyle burada kesişti. Bağlantı noktası bu olmalı. | Open Subtitles | لذلك هذا هو مكان تلاقي الضحايا مع المشتبه يجب أن تكون هذه العلاقة |
Saldırı hala soruşturuluyor ama vurulduğu sırada iki şüpheliyle karşı karşıya olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لا زال قضية أطلاق النار تحت التحقيق النشط لكننا نعلم بأنه تم أطلاق النار عليه من خلال موجهات مع المشتبهين |
Kusura bakmayın arkadaşlar, şüpheliyle konuşmanıza müsaade edemem. | Open Subtitles | آسف يا لا يمكنني السماح بالحديث مع المتهم |
Simon Fisher adında bir şüpheliyle ilgili yüksek güvenlik seviyesinde araştırma yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريد منك الوصول لتصريح عالي الأمنية " لمشتبه قضايا يدعى " سايمون فيشر |
Polisler dün şüpheliyle konuşmuş olabilecek bir çocuk daha bulmuş. | Open Subtitles | رجال الشرطة وجدوا طفلا اخر قد يكون تحدث للمشتبه البارحة |
Hava 16. Bu noktadan sonra şüpheliyle görsel teması sürdüremiyoruz. | Open Subtitles | نحن غير قادرين على الحصول على صورة مرئية لأي مشتبه في هذه النقطة |
Tabii ki, şüpheliyle kafa kafaya çarpışmak bir McGarrett klasiği. | Open Subtitles | لديه تأثير عليك. القيادة مباشرة نحو مشتبه به, ماك غاريت القديم. |
Bir şüpheliyle ilgilenirken... ters bir karşılık görür ve birini vurabilirsin. | Open Subtitles | إن كنت تتعامل مع مشتبه به... فقد تحصل على رد متعاطف وتضطر إلى إطلاق النار على شخص ما |
şüpheliyle alâkâlı şahsen bilgi sahibi olabilirim. | Open Subtitles | ربما أحصل على معلومات داخلية عن مشتبه |
Ve benim de gitmem gerek. Frost ve Korsak bir şüpheliyle görüşüyorlar. | Open Subtitles | سأذهب الآن إنهما يتحدثات مع مشتبه |
şüpheliyle temasa geçmeden önce beni beklemeliydin. Onunla ilişki kurdum. | Open Subtitles | كان ينبغي أن تنتظرني لبدء الإتصال مع المشتبه به |
şüpheliyle temasa geçmeden önce beni beklemeliydin. Onunla ilişki kurdum. | Open Subtitles | كان ينبغي أن تنتظرني لبدء الإتصال مع المشتبه به |
Aubrey şüpheliyle Callen arasındaydı. | Open Subtitles | كل ما أقوله هو أن أوبري كانت بين المشتبه فيه و كالين |
Bu kişi şüpheliyle birlikte mi çalışıyor yoksa bir rehine mi belli değil. | Open Subtitles | وغير واضح حتي الان هل هذا الرجل يعمل مع المشتبه به أم انه رهينه. |
Soruşturmanız sırasında kaç tane şüpheliyle konuştuğunuzu söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | أيمكنك أن تقول لنا في سياق التحقيق الخاص بك عدد المشتبهين الذين قابلتهم؟ |
Söyler misiniz, araştırmanız esnasında, kaç şüpheliyle görüştünüz? | Open Subtitles | أيمكنك أن تقول لنا في سياق التحقيق الخاص بك عدد المشتبهين الذين قابلتهم؟ |
Booth müteahhit olarak çalışan bir şüpheliyle görüşmeye gidiyor şu an. | Open Subtitles | بووث) ذاهب لزيارة أحد المشتبهين في الوقت الحالي والذي يعمل كمقاول. |
Komiser Voight yanında şüpheliyle buraya geliyormuş. | Open Subtitles | الرقيب فويت في طريقه إلى هنا مع المتهم |
Zaten bildiğimiz bir şüpheliyle görüşüyor. | Open Subtitles | انه يتحدث لمشتبه به نعرفه مسبقاً |
Henüz bir teori üretemedik ama şüpheliyle ilgili bazı tespitlerimiz var. | Open Subtitles | ليس لدينا نظريات بعد و لكن لدينا عدة زوايا للمشتبه بهم |