- Evet, biliyorum. - şırıngadaki her neyse kasılmaya sebep olmuş. | Open Subtitles | نعم ، أعرف حسناً ، أيا ما كان في هذه الحقنة |
Artık parmağını kullanarak şırıngadaki sıvının akmasını sevecek dereceye geldim. | Open Subtitles | لطالما أحببت هذه النقرة البسيطة بالإصبع على الحقنة |
şırıngadaki sıvının bir çeşit sülfür tabanlı antibiyotik olabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | تعتقد ان السائل في الحقنة هو نوع ما من المضاد الحيوي الذي اساسه من الكبريت |
Bilim manyağı arkadaşım şırıngadaki sıvıyı analiz etti ve haklıymışsın. | Open Subtitles | رفيقي المهوس بالعلم حلل السائل الذي في الحقنة و أنت على حق |
Ama elindeki bu çizik şırıngadaki iğneyle aynı boyutta. | Open Subtitles | و لكن ذلك الخدش الذي على يدها هو من نفس مقياس إبرة الحقنة |
Kızının eşyalarını bulduk ve şırıngadaki kan ile eldivendeki DNA'yı karşılaştırıyoruz, ama- | Open Subtitles | لقد وجدنا اعمال الابنة و نقارن الدماء على الحقنة .... مع الحمض النووى، لكن |