| Şafak vakti bir güvenlik birimi... numuneyi ve verileri analiz için toplayacak. | Open Subtitles | طاقم الإحتواء سيكون هنا عند الفجر ليجمعوا عينات وأيّ بيانات أخرى للتحليل. |
| Umarım orkestrayı bu asil melodileri çalmaları için Şafak vakti toplanmaya alıştırmazsınız. | Open Subtitles | آمل أنك لن تقوم باستدعاء كامل الأوركسترا عند الفجر أيضاً للتمرن على تلك الألحان الجليلة؟ |
| Genelde eve ben uyandığımda, yani Şafak vakti geliyordu. | Open Subtitles | عادةً ما تعود عند الفجر, في وقت استيقاظي. |
| Malı genelde Şafak vakti bırakıyorlar ama bugün de bir tane olacak. | Open Subtitles | إنهم يعملون التسليم غالباً في الفجر لكن ستكون هناك واحدة اليوم بالرغم |
| Sonra da çaldıklarının hepsini Şafak vakti ofisine getir. | Open Subtitles | و بعدها أحضر جُل ما ستسرقه لمكتبك بحلول الفجر |
| Şafak vakti telefonumun çalmasını hiç hazzetmem, ancak Gary arayıp da: | Open Subtitles | مالذي نفعله هُنا؟ لا أُحب أن يرن هاتفي في وقت الفجر |
| Sabah burada ol, Şafak vakti. Kerpeten ve yemekle birlikte.. ....yoksa seni öldürürüm, anladın mı? | Open Subtitles | كن هنا غداً عند الفجر ومعك القواطع والغذاء وإما سأقتلك |
| Bir de Şafak vakti. Çok zor geçiyor. | Open Subtitles | عند الفجر هذا وقت صعب للغاية بالنسبة إليّ |
| Şafak vakti sisli fiyortlarda sürüklensin. | Open Subtitles | لتعوم من غير هدى في الخلجان الضبابية عند الفجر |
| Neden bunları Şafak vakti yapmak zorundalar? | Open Subtitles | لماذا يقومون بفعل هذه الأشياء عند الفجر ؟ |
| Hepsi birbirinden ayrı şekilde Şafak vakti harekete geçtiler | Open Subtitles | كل واحدة من هذه العشائر على حده ذهبوا عند الفجر |
| Şafak vakti, sen de yeni bir biçime bürüneceksin. | Open Subtitles | هذا الصباح عند الفجر سوف تأخذ هيئة جديدة |
| Hergün Şafak vakti bir şiir yazıyor ve hergün günbatımında şiiri yakıyor. | Open Subtitles | كل صباح عند الفجر هو يكتب قصيدة وكل مساء عند غروب الشمس يحرقها |
| Gerçekten gerekmedikçe seni Şafak vakti uyandırmak istemedim. | Open Subtitles | قررت عدم إيقاظك عند الفجر مالم يكن ذلك ضروريًا جداً |
| Şafak vakti meydanı temizleme emri almış birlikleri gönderecekler. | Open Subtitles | سيرسلون قوات عند الفجر, بأوامر بإخلاء الساحة |
| Hey, artık Şafak vakti bulup kalkmam çünkü | Open Subtitles | مهلا، فقط لأنني لا تحصل على ما يصل عند الفجر بعد الآن، والقيام بوشوبس |
| Yapbozun diğer parçası Şafak vakti açık denizde sessizce süzülen bir gemiye ait. | TED | الجزء التالي من الأحجية هي حول قارب في الفجر الباكر ينزلق في صمت في البحر |
| Sonra da çaldıklarının hepsini Şafak vakti ofisine getir. | Open Subtitles | و بعدها أحضر جُل ما ستسرقه لمكتبك بحلول الفجر |
| Hayatımda gördüğüm ilk infaz birkaç hafta önce Saigon markette birçok insanı öldüren bir bombacının Şafak vakti gerçekleşen infazıydı. | Open Subtitles | أول اعدام أشهده في حياتي كان لرجل وقت الفجر قتل مجموعة من البشر بقنبلة انفجرت في سوق في سايغون |
| Gelişinizin onuruna, Şafak vakti bir ayin yapmayı öneriyorum. | Open Subtitles | لإحْياء وصولِكمَ , أَقترحُ بأعداد مراسم موقّرة عِندَ الفَجرِ. |
| ..Şafak vakti Evi'ne hoş geldiniz! | Open Subtitles | ! أنت مُرحّب بك فى دار قمر الفجر |
| "Zorlanacağım ama Şafak vakti evde olmalıyım." | Open Subtitles | "سيكون الوقت ضيّقاً ولكن يفترض أن أعود للمنزل عند مطلع الفجر" |
| O gün, Şafak vakti babamın sarkacını, yastığımın altında bulduğumda anlamıştım. | Open Subtitles | ،ذلك اليوم وقت الشروق عندما وجدت بندوله أسفل وسادتي انتابني يقين |
| Şafak vakti eve döndüğümde oyuna hile karıştığını hissettim. | Open Subtitles | أعود إلى البيت فجرًا, شعرت بأنّ اللعبة أصبحت مغشوشة, |
| Şafak vakti Atina'ya vardım ve kızıma Alba demeye karar verdim. | Open Subtitles | وصلتُ إلى أثينا عند بزوغ الفجر لذا قررت تسميتها ألبا |