Brifing odasına saldırırsak geçit odasına ulaşma şansımız artar ve çevirme bilgisayarını bloke edebiliriz. | Open Subtitles | وإذا أخذنا غرفة الاجتماعات سيكون لديك فرصة أفضل للوصول لغرفة البوابة وإغلاق كمبيوتر الاتصال |
Bu şekilde şansımız artar. | Open Subtitles | سيكون لدينا فرصة أفضل بهذه الطريقة. |
Kıyıda bu bölgeyi üs olarak kullanırsak çocuğu kurtarma şansımız artar. | Open Subtitles | بإمكاننا استخدام ذلك الحصن كقاعدة لتنفيذ مهمتنا والآن لدينا فرصة أكبر لإنقاذ ذلك الصبي |
Dağılalım. Böylece belki bir geyik bulma şansımız artar. | Open Subtitles | لو أنتشرنا سيكون لنا فرصة أكبر لإيجاد واحد |
Birlikte çalışırsak karşı koyma şansımız artar. | Open Subtitles | فرصنا للمقاومة الناجحة سيكون بإمكانها التقدم لو عملنا سوياً |
Medya olaydan haberdar olmadıkça başarı şansımız artar. | Open Subtitles | فرصنا بحل القضية أفضل إن لم تعصف وسائل الإعلام بها. |
Eğer yardım alırsak Tangles'ı bulma şansımız artar. | Open Subtitles | فإذا ما حصلنا على مزيد من العون بالأسفل هنا، فسيكون لدينا فرصة أفضل للعثور على (تانجلز). |
Ben yaparsam şansımız artar. | Open Subtitles | لدينا فرصة أفضل لو فعلت أنا |
Fakat şimdi harekete geçersek, bebeği kurtarabiliriz, ve annene yardım şansımız artar. | Open Subtitles | لكن اذا تحركنا الآن سنستطيع أن نحافظ على حياة الطفل و ربما تكون هناك فرصة أكبر لمساعدة أمك |
Ben gidersem onu konuşturma şansımız artar. | Open Subtitles | لدينا فرصة أكبر لجعله يتحدث إن ذهبتُ أنا. |
Dağılmamız gerek. Böylece şansımız artar. | Open Subtitles | -علينا أن ننتشر لزيادة فرصنا |