"şansımızdı" - Translation from Turkish to Arabic

    • فرصتنا
        
    • فرصتَنا
        
    Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Bu kaçmamız için tek şansımızdı. Open Subtitles كان يجب علي أن أفعل شيئاً هذة فرصتنا الوحيدة للهرب
    O gösterişçi haspayı parmaklıklar arkasına atmak için tek şansımızdı ve sen geri teptin. Open Subtitles كانت فرصتنا الوحيدة لرمي تلك الفتاة الكندية خلف القضبان، لكنك أفسدتها
    Bu insanlar bombayı bulmak için son şansımızdı, ve öldüler. Open Subtitles كان هؤلاء الرجال فرصتنا الاخير للعثور على القنبةل والان هم اموات
    Bu hurda yığınını satmak için tek şansımızdı ve bizi değişim için adam gibi bir yaşama götürecekti. Open Subtitles هذه فرصتنا الوحيدة لبيع هذا المنزل القديم و الحصول على حياة كريمة للأبد
    Bu anlaşmaya varmak için son şansımızdı. Open Subtitles - تلك كَانتْ فرصتَنا الأخيرةَ لعَمَل إتّفاق
    O bizim büyük şansımızdı ve sen, Gunnar'ı bu kadar kıskandığın için bunu mahvettin. Open Subtitles لقد كانت فرصتنا وأنت أفسدت الأمر لأنك تغار من غونار
    Bu adadan çıkabilmek için tek şansımızdı. Open Subtitles هذه فرصتنا الوحيدة في الخروج من تلك الجزيرة
    Bize tuzak kurdu.Hayattaki bütün şansımızdı. Open Subtitles كان بإمكاننا أن نستقر. كانت هذه هي فرصتنا الوحيدة في الحياة.
    Bizde olup da insanların isteyebileceği bir şeye sahip olmak için son şansımızdı. Open Subtitles كانت فرصتنا الوحيدة للحصول على شيء قد يرغب به الآخرون.
    Web üzerinden ücretsiz olarak sunduk, sadece -- bilirsiniz, bu sebeple, bu açıkça bizim yardım etme şansımızdı. TED وفرناها مجانا على الشبكة، فقط -- كما تعلمون كانت فرصتنا لنساعد في القضية
    Bu bizim yardım alabilmemiz için tek şansımızdı. Open Subtitles كانت فرصتنا الوحيدة للحصول على مساعدة
    Kaset tek şansımızdı Open Subtitles سيقتلوننا ، كان الشريط فرصتنا الوحيدة
    Ama bu onu dışarı çıkartabileceğimiz tek şansımızdı. Open Subtitles لكنها كانت فرصتنا الوحيدة لقتله.
    Ama bu onu dışarı çıkartabileceğimiz tek şansımızdı. Open Subtitles لكنها كانت فرصتنا الوحيدة لقتله.
    Bu bizim tek şansımızdı, tek çıkış yolumuz. Open Subtitles كانت فرصتنا الوحيدة المخرج الوحيد لدينا
    Bu bizim tek şansımızdı. Open Subtitles أنت أخفته , كانت فرصتنا الوحيدة
    Bugün bu fikirlerini değiştirebilmek için son şansımızdı. Open Subtitles كان اليوم فرصتنا الأخيرة لتغيير رأيهم.
    Düzlüğe çıkabilirdik. Bu hayattaki tek şansımızdı. Open Subtitles لقد كانت فرصتنا الوحيدة في حياتنّا.
    Birlikte takılmak için son şansımızdı ve siz... Open Subtitles كانت فرصتنا الأخيره لنتسكع معاً
    Ama o bizim son şansımızdı. Open Subtitles أوه، لَكنَّه كَانَ فرصتَنا الأخيرةَ.
    Nasıl hissettiğini anlıyorum, fakat ben bu operasyonu onayladım çünkü inanıyordum ki, Anubis'e zarar vermek için en iyi şansımızdı. Open Subtitles أفهم ماتشعر به , عقيد لكنى صدقت على هذه العمليه لأنى إعتقدتُ بأنّها كَانَت فرصتَنا الأفضلَ لتَوجيه * ضربةً قاضيه لـ * أنوبيس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more