"şanssızlık" - Translation from Turkish to Arabic

    • حظ
        
    • الحظّ
        
    • جنكس
        
    • الحظ السيئ
        
    • طالعك سيء
        
    • مؤسف
        
    • حظٌ سيّء
        
    Brain, şanssızlık sonucu dibe vurmuş ve kiliseye gelen biri dedi. Open Subtitles يقول براين أنه شخص ما ذا حظ متعثر وأتى إلى الكنيسة
    Ahırda 400 tane daha iyi atı vardı. Büyük şanssızlık. Open Subtitles أجل ، حظ سئ جدا كان عنده أربعمائة حصان أفضل فى المنزل
    şanssızlık olmuş bu. Bu arada tehditlerden birini, ben kendim de duydum. Open Subtitles هذا سوء حظ رغم ذلك شهدت واحداَ من الاتصالات بنفسي
    Bunun, sadece şanssızlık olduğunu söylemek isterdim. Open Subtitles الحبّ ليس صديقي .. أتمنى لو كنت أستطيع القول أن العلاقة حالفها الحظّ السئ،
    şanssızlık Open Subtitles جنكس
    şanssızlık. Başka yok mu? Open Subtitles . الحظ السيئ , الحظ السيئ هل هناك أحد آخر ؟
    Amerikalı dostlarımız bugün biraz şanssızlık yaşamış görünüyorlar. Open Subtitles يبدو بأنّ أصدقائنا الأمريكان كان عندهم سوء حظ صغير خاص بهم اليوم.
    Çocukken şanssızlık sonucu kusmuk tadında olana rastlamıştım. Open Subtitles كنت ذو حظ تعس في شبابي واشتريت واحدة بنكهة القئ
    Bu çok nadir olarak görülür, şanssızlık işte! Open Subtitles انها واحدة من الحالات القليلة ياله من حظ سئ
    Sonra Bay Brown'a dedim ki, "Bu şanssızlık." Open Subtitles وقلت للسيد براون هذا قلة حظ باني لن اراكي
    Geldiğimizi öğrenmesi şanssızlık mıydı yoksa biri ona bilgi mi verdi? Open Subtitles حسناً، لقد كان حظ سيء لنا أو شخص ما أخبرهم أننا كنا أتون.
    Lastiğin patlaması ise sadece şanssızlık, veya şans da diyebiliriz. Open Subtitles بينما الإطار المثقوب كان مجرد حظ سيء أو جيد
    Lastiğin patlaması ise sadece şanssızlık, veya şans da diyebiliriz. Open Subtitles بينما الإطار المثقوب كان مجرد حظ سيء أو جيد
    Geldiğimizi öğrenmesi şanssızlık mıydı yoksa biri ona bilgi mi verdi? Open Subtitles حسناً، لقد كان حظ سيء لنا أو شخص ما أخبرهم أننا كنا أتون.
    Savaşta şanssızlık olan şey şiddetle öyledir ve tersi olan şeylere iyi şans denir, vahşi ve zalim bir iyi talihtir, diğerinin üzüntüsünden var olan haksız bir mutluluktur. TED أي شيء مؤسف في الحرب هو قاسي بالتأكيد. وأي نقيض لذلك يسمى حظ جيد هي ثروة وحشية وهمجية. وسعادة ليست سخية ناشئة من الويل للطرف الاخر
    Adamlarım tüm geceyi arayarak geçirdiler, ama şanssızlık. Open Subtitles أمضى رجالي الليل بطوله يبحثون دون أن يحالفهم الحظّ
    Ne büyük şanssızlık. Open Subtitles أوه، كُلّ الحظّ المفزع.
    şanssızlık Open Subtitles (جنكس)
    Sevgilimden ayrı kalmak şanssızlık. Open Subtitles ليبتعد الحظ السيئ عن حبيبتي.
    Ona şanssızlık getirdiniz. Open Subtitles طالعك سيء عليه.
    Ancak bu çok büyük şanssızlık, çünkü tapirler bulundukları habitatlar için çok önemliler. TED وكما ترون هذا شيء مؤسف للغاية لأن حيوانات التابير مهمة للغاية لصالح المستنقعات التي توجد بها
    şanssızlık. Open Subtitles ذلك حظٌ سيّء.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more