"şantajcının" - Translation from Turkish to Arabic

• المبتز
• المبتزّ
• الأبتزاز
• المُبتز

Düşünür düşünmez de anladım ki bu vakanın bana mantıklı gelebilmesinin tek yolu şantajcının Foscatini olmasıydı.
وحالما بدأت ذلك .. أدركت أن هذه القضية هكذا بلا معنى مطلقا الا اذا كان فوسكاتينى هو المبتز

şantajcının, kızının yaşam kanıtı olarak gönderdiği saçını inceledim.
لقد قمت بتحليل شعر ابنتك من العينة التى قام المبتز بارسالها كدليل على انها حية

şantajcının kimliği belli oldu mu?
حسناً ، إستمعوا ، هل حصلنا على هوية المبتز بعد؟

Bu şantajcının uzun ve sıkıcı, tuhaf bir konuşma tarzı mı var?
وذلك المبتزّ يتحدثّ بطريقة غريبة ؟

Öyle kararlı bir şantajcının en çok isteyeceği şey.
الموقف الأكثر هو الأبتزاز ,اليس كذلك ؟

şantajcının adresi değiştirdiğini söylemem gerekiyordu.
كان من المُفترض أن أخبره أنّ المُبتز قد غيّر موقع اللقاء.

Seks kaydının nasıl yapıldığını ve şantajcının eline nasıl geçtiğini çözdüm.
اكتشفتُ كيفَ صنعَ ذلكَ الشريط الجنسي وكيفَ وصلَ لهُ ذلكَ المبتز المجهول

İyi de biz bu verileri şantajcının kimliğini tespit edebilmek için istemiştik.
لكننا طلبنا هذه البيانات فقط لتساعدنا على التعرف على هوية المبتز.

Sadece bir aptal bir şantajcının görüntüleri sileceğine güvenir.
لن يثق إلا الحمقى بأن يدمر المبتز مقطعاً تصويراً

Bayan Ferrars o mektupta şantajcının adını açıklıyordu, değil mi?
و في الخطاب قامت السيدة "فيرارس" بإعطاء اسم المبتز أليس كذلك ؟

Senin şantajcının anlaşmayı değiştirmek istemesi dışında.
باستثناء أن المبتز حاول تغيير الصفقة

- O tren istasyonuna şantajcının sizi saat beşte arayacağı yere dönelim.
- دعنا نعود إلى المحطة ‫حيث كان على المبتز ‫الاتصال بك عند الساعة 17: 00

Bir şantajcının senin kadar savunmasız olduğu olmamıştır.
المبتز ليس دفاعياً كحالتك

İki vakada da, kişilerin Zooss kullanımları ile şantajcının onlara karşı kullanabileceği aktiviteleri arasında direkt ilişki var.
في كلا القضيتين كان هنالك علاقة طردية بين استخدامهم لبرنامج (زووس) و الأنشطة التي كان بمقدور المبتز إستغلالها ضدهم.

-Yani şantajcının adını mı?
تقصد المبتز ؟

Böylece şantajcının seçeneği kalmadı.
المبتزّ لم يكن لديه خيار.

Luka şantajcının teki. Şantaj varsa işler böyle yürür.
(لوكا) إبتزازيّ، و هكذا تسري أعمال الأبتزاز.

İçinden şantajcının kimliğini tespit edebileceğimiz bir şey çıkmadı.
لم يكن عليه أي شيء يفيد في التعرف على هوية المُبتز.