Uzun bir palto giyiyordu ve bir tür yaşlı adam şapkası vardı ve bir filmden çıkmış biri gibiydi. | TED | وكان يرتدي معطفًا طويلاً وقبعة رجل عجوز، و بدا كشخص من أحد الأفلام. |
Bu sabah gördüğümde açık gri bir takım elbisesi ve gri bir şapkası vardı. | Open Subtitles | وقد كان يرتدى بدلة رمادية فاتحة, وقبعة رمادية عندما قابلته صباح اليوم |
Davy Crockett'in şapkası vardı. Bir şansımız olabilir. | Open Subtitles | ماذا , ديفي كروكيت كان لديه قبعة ربما لدينا ثروة |
Parlak kumaştan bir şapkası vardı. | Open Subtitles | كانت لديه قبعة من الشعر ومئزر رخيص من البلاستيك |
Üzerinde beyaz ipek takımı, beyaz kravatı ve beyaz Panama şapkası vardı. | Open Subtitles | كان يرتدى حلة حريرية بيضاء و ربطة عنك بيضاء و قبعة بيضاء |
Üzerinde siyah tişört, beyzbol şapkası vardı ve yakındaki otobüs durağına gidiyordu. | Open Subtitles | إذاً إنَّ رجلنا المنشودُ يرتدي قميصاً أسوداً وقبعة بيسبول كما أنَّهُ متجهاً إلى أقربِ نقطةٍ للحافلات |
Ayağımda kabare ayakkabıları, başımda bir erkek şapkası vardı. | Open Subtitles | ارتديت حذائي الليلي وقبعة رجُلي |
Bej rengi tulum, beysbol şapkası vardı. | Open Subtitles | يرتدي بدلة عمل صوفية اللون وقبعة بيسبول |
Küçücük bir çepsi, yeleği ve minik bir şapkası vardı. Çok komikti. | Open Subtitles | وقبعة جميلة أعني أنه كان مضحكاً للغاية |
Kolları dantelli siyah bir elbise. şapkası vardı. | Open Subtitles | ثوب أسود بأكمام مربوطة، وقبعة |
Koyu renk bir montu ve beysbol şapkası vardı. | Open Subtitles | يضع سترة قاتمة وقبعة بيسبول |
Koyu kestane sakalı ve geniş kenarlı bir kovboy şapkası vardı. | Open Subtitles | لحيته، كانت كستنائية اللون وكان لديه قبعة رعاة البقر مع حافطة عريضة |
şapkası vardı. Onu tanımadım. | Open Subtitles | كان لديه قبعة لم أتعرف عليه |
Beyaz şapkası vardı. | Open Subtitles | مع قبعة بيضاء |
Koyu kestanemsi sakalı ve kovboylarınkine benzer şapkası vardı. | Open Subtitles | كان لديه لحية، نوعاً ما كستنائية اللون، و قبعة من نوع رعاة البقر |
Onun kürk kaplı bir şapkası vardı. Belki de siyah bir başlığı. | Open Subtitles | إرتدى قبعة من الفرو ربما قبعة سوداء؟ |