Santi, burası şehir değil bu yüzden çok dikkatli olmalıyız. | Open Subtitles | سانتي، هذه ليست المدينة لذا، من الأفضل أن تكون حذراً |
Hayır, şehir orada. O şehir değil. | Open Subtitles | لا ، هذه المدينة من هناك هذه ليست المدينة |
Çiftler için uygun bir şehir değil. Paris yalnızlar şehri. | Open Subtitles | إنها ليست المدينة المناسبة لمُرتبطَين، "باريس" هي مدينة الوحيدون |
Pekâlâ, Sofia büyük bir şehir değil eğer hackin arkasında o yoksa bile yapanlardan haraç alıyordur. | Open Subtitles | حسنا،صوفيا ليست مدينة كبيرة، لذا إذا لم يكن وراء الإختراق فسيتلقى الرشوة من قبل الفاعلين |
Ve burası şehir değil. Yardıma ihtiyacım var. | Open Subtitles | وهذه ليست مدينة ، احتاج للمساعده هنا |
Biliyorum, toprağı taşı altın bir şehir değil. | Open Subtitles | أعرف أنها ليست مدينة براقة |
Hey! Dağ başı burası, şehir değil. Cep telefonları burada çalışmaz. | Open Subtitles | ياهذه, إنه الجبل وليست المدينة لا تعمل الهواتف هُنا. |
İyi birine benziyorsun ama burası iyi adamlara göre bir şehir değil. | Open Subtitles | تبدو شخصاً لطيفاً .... لكن هذه ليست المدينة أو الوظيفة المناسبة للرجال اللطفاء |
Anne, bu o şehir değil. | Open Subtitles | أمي ، هذه ليست المدينة |
Burası büyük şehir değil. | Open Subtitles | هذه ليست المدينة الكبيرة |
Korktuğum şey şehir değil. | Open Subtitles | ليست المدينة ما أخشاه. |
Büyük bir şehir değil. | Open Subtitles | هذه ليست مدينة كبيرة. |
alaska şehir değil. | Open Subtitles | هذه ليست مدينة *ولاية في أمريكا* |
- Passburg tamamiyle iyi bir şehir değil. | Open Subtitles | -بـاسـبـورجـ ليست مدينة كبيرة. |
Moab bir şehir değil, bir kısaltma. | Open Subtitles | ،مواب) ليست مدينة) إنه اختصار |
Hey! Dağ başı burası, şehir değil. Cep telefonları burada çalışmaz. | Open Subtitles | ياهذه, إنه الجبل وليست المدينة لا تعمل الهواتف هُنا. |