Yeni Dünya'nın sevgili küçük yaratığı şehrin öbür tarafına değil, okyanusun öbür tarafına. | Open Subtitles | يا عزيزتي المخلوقة الشابة من العالم الجديد لم أقصد عبر المدينة بل عبر المحيط إلى الوطن |
Seni görmek için şehrin öbür ucundan geldim. | Open Subtitles | لا إجابة على هذا. جئت على طول الطريق عبر المدينة لرؤيتك. |
Siren şehrin öbür ucunda çalıyor. | Open Subtitles | يَنفجرُ عبر المدينة بناية الخدماتِ العامّةِ |
Evet... arkadaşınızın boğazı deşilirken kendisi şehrin öbür tarafında bovling salonundaydı . | Open Subtitles | نعم لكنه كان في ممشى البولينغ على الجانب الآخر للبلدة بينما شخص ما يقطع رقبة صديقتك |
şehrin öbür tarafından bursla alınan, değil mi? | Open Subtitles | أنت منحه مجانيه من الجانب الآخر للبلدة أليس كذلك؟ |
İki bacağı kırık bir adam nasıl oluyor da şehrin öbür ucundaki parkta her yerine kül suyu dökülmüş halde bulunuyor? | Open Subtitles | كيف لشخص بساقين مكسورتين أن ينتهي به الأمر بالجانب الأخر من المدينة مدفوناً في حديقة و مغطى بمحلول القِلي |
şehrin öbür ucu! Bizi almak için ekip gönderin. | Open Subtitles | هذا في الجانب الأخر من المدينة ارسل وحدتين لنقلنا |
O sırada, şehrin öbür ucunda işler yavaşlıyordu. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، عبر المدينة كانت هناك أشياء توشك على الإنتهاء |
şehrin öbür ucundan konuk vaaz olarak geldiğiniz için çok teşekkür ederiz, Peder Macklepenny. | Open Subtitles | شكرا للاب ماكلبيني لقدومه كل الطريق عبر المدينة ليكون ضيفنا المتحدث |
Eğer o senti almasaydım, sosisli almaya şehrin öbür ucuna gitmeyecektik. | Open Subtitles | إذا لم ألتقط ذلك البنس نحن ما كُنّا ذهبنا لأكل المقانق طول الطّريق عبر المدينة |
Her iki haftada bir şehrin öbür ucuna gitmekten yoruldum. | Open Subtitles | مللت من القيادة عبر المدينة كُل أسبوعين. |
12 saatlik vardiyasının ardından, bir değneği şehrin, öbür ucundan buraya aptal bir şaka için getiren karımı... | Open Subtitles | فتاتي التي جلبت عُكّازًا وسارت به عبر المدينة بعد عمل 12 ساعة من أجل مُزحة سخيفة |
Temiz bir yer ama şehrin öbür tarafında. | Open Subtitles | لكنّها مزرية وتقع عبر المدينة. |
Çünkü eğer bunu yapmazsan, şehrin öbür tarafına gidip Rick Peterson'ın firmasına katılırım. | Open Subtitles | (لأنّه إذا لمْ تفعلي هذا فسأذهب عبر المدينة و أنضم لـ (ريك بيترسون |
Hayır, onu şehrin öbür ucundaki başka bir davaya verdik ki böylece, onun bilinen tanıdıklarıyla görüşme fırsatı bulabilelim. | Open Subtitles | ) كلا، لقد قمنا بتوكيله بقضية أخرى عبر المدينة لكي تتسنى لنا الفرصة للتحقيق مع معارفه |
- şehrin öbür ucuna gidip şu an elimde tuttuğum viski kadehinin aynısına %200 daha fazla para verelim diye mi? | Open Subtitles | -إذا، نقود عبر المدينة ، ندفع 200% زيادة على نفس كأس الـ"سكوتش" الذي أمسكه في يدي الآن... |
Hayır aslında burası şehrin öbür yanı. Burası Batı Rock Parkı. | Open Subtitles | كلا، في الحقيقة نحن على الجانب الآخر للبلدة هذا غرب متنزه الصخرة |
Orası şehrin öbür tarafında. | Open Subtitles | إنّه على الجانب الآخر للبلدة |
"Karayip Korsanları" şehrin öbür tarafında koçum. | Open Subtitles | قراصنة الكاريبي في الطرف الأخر من المدينة ايها الفتى |
O mesajı bıraktığımda şehrin öbür tarafındaydım. | Open Subtitles | كنت في منتصف الطريق للجانب الأخر من المدينة عندما أجريت تلك المكالمة. |