Karbonhidratların üç çeşidi vardır: nişasta, şeker ve lif. | TED | إن الكربوهيدرات تأتي في ثلاثة أشكال: النشا والسكر والألياف. |
Yüksek fruktozlu mısır şurubu, meyve suyu, ham şeker ve bal da öyle. | TED | كذلك حال شراب الذرة عالي الفركتوز وعصير الفواكه والسكر الخام والعسل. |
Ayrıca donutlar, hemen enerji veren şeker ve karbonhidrata sahip. | Open Subtitles | بالاضافة إلى ان الدوناتس تحتوي على السكر و الكربوهيدرات مما يعطيني دفعة من الطاقة |
Hayatımın çoğunu sigara, şeker ve ev yapımı Avustralya pizzaları ile geçirmekteydim. | Open Subtitles | كنت اعيش حياتي على تدخين السجاير السكر و عمل البيتزا بالمنزل بالطريقة الاسترالية |
Hoş hissediyorum, şeker ve baharat gibi. | Open Subtitles | "أشعر بلذة، مثل السكر والنكهة" |
Sinemadaki o şeker ve halı kokusu başımı döndürüyor. | Open Subtitles | هذه الرائحة من الأفلام ذات الأرادات الضخمة الحلوى و رائحة السجاد أنتشي منها |
Paralarını alır almaz, tamamını süt, çay, şeker ve kedileri için konserve ete harcıyorlar. | Open Subtitles | ...عندما يحصلون عليها يتفقونها مباشرة على الحليب و الشاي و السكر و علب اللحم من أجل قططهم |
Bir kalem, şeker ve bir otobüs bileti buldum. | Open Subtitles | ووجدت قلماً وقطعة حلوى وتذكرة حافلة و ... |
Jem, şimdi sana şeker ve su vereceğim ki titremen dursun, ve acını biraz dindirmesi için bir dirhem brendi vereceğim. | Open Subtitles | الآن جيم ,سأعطيك سكر و ماء لإيقاف رجفتك و بعض الشراب لتخفيف الألم |
Yumurta, şeker ve tuzu ayrı kâselerde karıştır. | Open Subtitles | امزجي البيض والسكر والملح في إناء مختلف. |
şeker ve asit karışımı bir karışımın bileşenleri gibi görünüyor. | Open Subtitles | ألا يبدو رهيباً؟ مزيج من الحامض والسكر تقترح مكونات |
Plastik bir torbanın içine şeker ve tuz dolduruyordu. | Open Subtitles | وضع حبّاتٍ من الملح والسكر داخل حقيبة بلاستيكية |
Bryn'in tırnaklarındaki tozun sonuçları yulaf kepeği, şeker ve butazolidin şey olarakta bilinir... | Open Subtitles | نتائج المسحوق تحت اظافر براين اثار من نخالة الشوفان والسكر وبيوتازون , ايضا معروف ب .. |
Bu 1.25 litrelik şişede 37 tatlı kaşığı şeker ve aynı boyuttaki Coke şişesinden %40 daha fazla kafein var. | Open Subtitles | في هذه العلبة من 1.25 لتر ستجد 37 ملعقة من السكر و اربعين بالمئة زيادة كافيين من الكوكاكولا |
Çoğu pişirme şekli, ünlü Maillard tepkimesine benzer. Bu tepkime yaptığı kimyasal değişimlerle, şeker ve proteini leziz karamel gevrekliğine dönüştürür. Geri alınmaları da çok zordur. | TED | أغلب أنواع الطهي تكون مثل تفاعل ميلارد الشهير والذي يقوم بتغيير كيميائي يحول السكر و البروتينات إلى مقرمشات الكراميل اللذيذة و يكون من الصعب جدا إعادتها لأصلها |
Hoş hissediyorum, şeker ve baharat gibi. | Open Subtitles | " أشعر بلذة.." "مثل السكر والنكهة" |
Hoş hissediyorum, şeker ve baharat gibi. | Open Subtitles | "أشعر بلذة، مثل السكر والنكهة" |
Hoş hissediyorum, şeker ve baharat gibi. | Open Subtitles | "أشعر بلذة، مثل السكر والنكهة" |
Şimdi sadece şeytanlar ve kan partileri yerine cadılar bayramı çocuklar, şeker ve kostümden ibaret. | Open Subtitles | عدا الآن، بدلاً من الكائنات الشيطانية والحفلاتالدموية, فان الهالوين للأطفال و الحلوى و الملابس التنكرية |
şeker ve çocuklar ona kendini şişman hissettiriyor. | Open Subtitles | الحلوى و الاطفال تجعل "جينيفر" تشعر بالسمنة |
Burada selfie, şeker ve Demi Lovato vardı. | Open Subtitles | في المقابل قمنا نحن بالتقاط الصور الشخصية الذاتية و تناولنا الحلوى و استمعنا إلى (ديمي لوفاتو) |
New York'ta her şeyin ticareti yapılır, altın, gümüş, platin, ısıtma yakıtı, propan gazı, kakao, şeker ve tabi ki, donmuş konsantre portakal suyu. | Open Subtitles | هنا في نيويورك كل شيء يُتداول، ذهب، فضة، بلاتينيوم زيت التدفئة، بروبان، الكاكاو و السكر وطبعاً عصير البرتقال المركز المثلج |
Bir kalem, şeker ve bir otobüs bileti buldum. | Open Subtitles | ووجدت قلماً وقطعة حلوى وتذكرة حافلة و ... |
Lütfen, tüm istediğim enjektörlü iğne, biraz tuz, şeker ve iki şişe de su. | Open Subtitles | كل ما ايريده هو ابره طبيه و بعض الملح و سكر و بعض زجاجات المياه |