"şekerlerini" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحلوى
        
    • حلوى
        
    • حلوتك
        
    • بحلوى
        
    İşte o şeker. Smithers küçük çocukların şekerlerini almamı engellemişti. Open Subtitles هاهي، سميذرز لقد أحبطت محاولتي السابقة لأخذ الحلوى من الرضيع
    Sonra da hemşehrilerinin üzerinde dişlerini kırdıkları Meksika şekerlerini alabilirsin. Open Subtitles ولتحصلي على الحلوى المكسيكية التي يحب أهلك كسر أسنانهم بها
    - Yok, ...ama en üst rafta gevreklerin arkasında şekerlerini saklıyor. Open Subtitles كلّا، لكنّه يُخفي أصابع الحلوى على الرفّ العلويّ وراء حبوب الإفطار.
    Yalnızca Ambrose'un evine giden çocukların mı şekerlerini alıyor? Open Subtitles انه يأخذ حلوى الأطفال الذين ذهبوا الى بيت امبروز
    Seninle beraber burada oturup oğlumuzun şekerlerini talan etmekten daha iyi bir şey düşünemiyorum. Open Subtitles ليس هناك شيء آخر افضلة على الجلوس معك وسلب حلوى ابننا
    Senin zehirli şekerlerini yiyecek kadar zamanım yok. Open Subtitles ليس لدى الوقت لتناول حلوتك المسمومة
    Önce şaplağı vuracaksın, sonra şekerlerini vereceksin. Open Subtitles يريدون أن يتم عقابهم ثم تعطيهم بعض الحلوى
    Cadılar Bayramı şekerlerini saklarken kendini çok akıllı zannederdin. Open Subtitles ظننت أنكِ رائعة تخبئين الحلوى من عيد جميع القديسين
    Bak,şekerlerini kazara döktüğüm için gerçekten çok üzgünüm,ama bu bizim için bu öncelikli bir durum. Open Subtitles آسف جدا على انسكاب الحلوى لكن هذا الامر ليس مهما بالنسبة لنا الان
    şekerlerini yiyecek ama sesini çıkaramayacaksın, çünkü kıskandığını söyleyecekler. Open Subtitles أنت في عذاب. أنه سوف يلتهم كل ما لديك من الحلوى. وأنت لا يمكن أن تشكو ، لأنهم سوف يعتقدون أنك غيور.
    Şimdi de ona geri mi veriyorsun? Yere geri koy o siktiğimin şekerlerini! Open Subtitles وستردين لها الحلوى مره أخرى ارمي تلك الحلوى اللعينة أرضاً
    Şimdi de ona geri mi veriyorsun? Yere geri koy o siktiğimin şekerlerini! Bir de gidip ona verirsin şekerleri! Open Subtitles وستردين لها الحلوى مره أخرى ارمي تلك الحلوى اللعينة أرضاً
    Sadece şekerlerini. Beslenme değeri olanları ellemiyor bile. Open Subtitles الحلوى التي يحملها فقط أي شيء له قيمة غذائية مرفوض حتماً
    Benzinlikteki insan şekerlerini yedik diye mi buradayız? Open Subtitles نحن هنا لأننا أكلنا الحلوى البشرية في محطة الوقود ؟
    Sadece oğlumun şekerlerini kontrol ettirmek istemiştim. Open Subtitles أنا جداً آسف أردت فحسب أن يتفقد أحدهم حلوى ابني
    Cadılar Bayramı şekerlerini arıyorum geçen martta ucuzken almıştım. Open Subtitles أنا أبحث عن حلوى الهالويين إشتريتها في مارس الماضي عندما كانت أرخص
    # Yılbaşı şekerlerini zehirleyip Yılbaşlarını berbat ederim # Open Subtitles أسمم حلوى عيد الهالوين خاصتهم ♪ ♪ لإفسادّ عيد الهالوين عليهم
    Tüm cadılar bayramı şekerlerini yediğimdeki gibi. Open Subtitles يشبه وجهك عندما أكلت كل حلوى الهالويين خاصتك أتذكر ذلك؟
    Sadece oğlumun şekerlerini kontrol ettirmek istemiştim. Open Subtitles أردت فحسب أن يتفقد أحدهم حلوى ابني
    Bütün kariyerim boyunca bu anı bekledim ve onlara muhteşem gökkuşağı şekerlerini getireceğime söz verdim. Open Subtitles انتظر هذا اليوم طوال حياتي المهنية وقد وعدتهم ب " حلوى, ملهى، أقواس قزح "
    Ver şekerlerini! Open Subtitles أعطني حلوتك{\pos(192,220)}!
    O senin şekerlerini istiyor.Doğru.o senin evinden çıkan şekerlerle ilgileniyor. Open Subtitles يريد حلوتك؟ هذا صحيح ، انه مهتم فقط بحلوى هذا البيت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more