| Aynanı çıkarttın, kendine baktın ve o kocaman, Şen, kontrolsüz kahkahan | Open Subtitles | أخرجت مرأتك، وألقيت نظرة على نفسك وأطلقت هذه الضحكة السعيدة |
| Bay Şen Balkabağı'nı mı kastediyorsun? | Open Subtitles | تقصد السيد : صاحب اليقطينة السعيدة ؟ |
| Tiyatro Windsor'un Şen Kadınları'nı en son ne zaman oynadı? | Open Subtitles | متى تمت التأدية على المسرح لمسرحية الزوجات السعيدات من ويندسور؟ |
| Ama onları Windsor'un Şen Kadınları'ndaki gibi giydiriyor. | Open Subtitles | لكنه يلبسهن كشخصيات من الزوجات السعيدات من ويندسور |
| Şen yolumdan gittim ve düşünmek için asla durmadım. | Open Subtitles | لقد مشيت في هذا الطريق السعيد ولم أتوقف لأسأل نفسي |
| Ama, evlat, en azından Şen yeşil okçu ve onun inanılmaz ortaklarının sıradan düşmanların olmadığını öğrendin. | Open Subtitles | ولكن،بنى،على الأقل إكتشفت المرحين النبّال الأخضر ومجموعاته الإستثنائية - هم ليسوا من الخصوم البدائيين |
| Evet, Arayıcı ve onun Şen şakrak grubunun Gardiyan'a katkıları yadsınamaz. | Open Subtitles | أجل ,الباحث و فرقته البهيجة من أفضل مُمدّين الأرواح لـ"الصائن". |
| Şen Ayaklar mı, ipucu bu mu yani? | Open Subtitles | الأصابع السعيدة ؟ ، هذا هو الدليل؟ |
| Şimdi size bir şarkı söyleyeceğim! Şen ayaklar | Open Subtitles | وسوف أغني لكم أغنية ♪ الأصابع السعيدة♪ |
| Onun adı Bay Şen Balkabağı | Open Subtitles | انه السيد : اليقطينة السعيدة |
| Onun adı Bay Şen Balkabağı | Open Subtitles | انه السيد : اليقطينة السعيدة |
| Benim adım Bay Şen Balkabağı | Open Subtitles | انا السيد : اليقطينة السعيدة |
| Beş kişilik Şen grubunla. | Open Subtitles | فرقتك السعيدة ذات الخمس اعضاء |
| 16 yıl önce bariz psikotik hale geldiğinde Windsor'un Şen Kadınları'nda küçük bir rolü varmış. | Open Subtitles | لقد كان لديها دور ثانوي في الزوجات السعيدات من ويندسور قبل 16 عاما عندما أصبحت معقدة نفسيا |
| Windsor'un Şen Kadınları'ndan. | Open Subtitles | من مسرحية الزوجات السعيدات من ويندسور |
| 16 yıl önce Windsor'un Şen Kadınları'nda oynamış, bu oyunun daha önce sergilendiği tek zaman da oymuş. | Open Subtitles | لقد كانت في نسختهم منذ 16 عاما لإنتاج الزوجات السعيدات من ويندسور و هي المرة الوحيدة الاخرى التي انتجت هذه المسرحية هناك |
| Yani onun 40 dönümlük arazisi ve traktörü var, Şen şakrak yaşamaya devam ediyor. | Open Subtitles | لذا، انه حصل على 40 فدانا وبغل، ومضي في طريقه السعيد. |
| Bunu burada yaptılar Şen makasla, Amerikayı güzelleştireceklermiş. | Open Subtitles | - حسناً - لديهم هنا لديهم المقص السعيد الذي يزيّ امريكا |
| Robin Hood'la aramız açılana kadar ben de Şen Adamlar'dan biriydim. | Open Subtitles | كنت أحد الرجال المرحين إلى أنْ وقع الفراق بيني وبين (روبن هود) -ما الذي تفعله داخل خيمته؟ |
| Tüm bu olaylardan sonra bizim birbirimize olan Şen dolu bağlılığımızı daha çok seveceğim gibi görünüyor | Open Subtitles | لكن كل ذلك جعلني أفكر ...أني ربما أستمتع بالمزيد من تعابيرنا البهيجة لتعاهدتنا |
| Şen şakrak ve gizemli Ama can yakacak hatası | Open Subtitles | وهو مرح ومتكتم ويرتكب بضعة أخطاء |
| * Çünkü o Şen iyi, bir adamdır * | Open Subtitles | * لإنه رفيق مرح و صالح * |