Eğer bir şey biliyorsan eğer bir şey söylediyse, bana söylemelisin. | Open Subtitles | إذا كنتي تعرفين شيئاً إذا أخبركِ أيّ شيء، يجب أن تخبريني |
Yani, eğer oğlumun durumuyla ilgili bir şey biliyorsan neler olup bittiğini ben de bilmeliyim. | Open Subtitles | إن كنتِ تعرفين شيئاً عن ابني فأحتاج لمعرفته |
Candace, eğer bir şey biliyorsan, şimdi söyleme daha iyi olur. | Open Subtitles | كانداس، إذا كنتِ تعلمين شيئاً من الأفضل أن تخبريني به الأن |
O yüzden eğer bilmediğim bir şey biliyorsan... | Open Subtitles | لو لم تكوني على علم بشيء أجهله... |
Eğer Berlin hakkında bir şey biliyorsan, bunu yapamayacağımı da bilirsin. | Open Subtitles | اذا علمت أي شيء بخصوص برلين، تعلمين بأني لا أستطيع |
Eğer bir şey biliyorsan ve onu bildirmezsen bu seni de suçlu yapar! | Open Subtitles | إذا كنت تعرف شيئاً فعليك إخباري به وإلا تعتبر متستر على مجرم |
Tommy, bir şey biliyorsan anlatmalısın. | Open Subtitles | إذا كنتَ تعرف شيئاً يا (تومي) فعليكَ التحدّث |
Bu işin arkasındaki insanları bulmamıza yardımcı olabilecek bir şey biliyorsan, bana hemen söyle. | Open Subtitles | لو تعرف أي شيء ,يمكن أن يساعدنا في معرفة المتورطين في هذا لتخبرني الان |
Sana iyilik yapıyoruz. Eğer dayın hakkında bir şey biliyorsan, bize anlat. | Open Subtitles | اننا نقدم لك معروفا لو تعرفين شيئا عن خالك أخبرينا به |
Eğer bir şey biliyorsan, bana bir işaret ver. | Open Subtitles | إنظر لو أنك تعرف شىء ما أعطني إشارة فقط |
Bir şey biliyorsan, bana söylemek zorundasın. | Open Subtitles | إذا كنت ِ تعرفين شيئاً فيجب عليك ِ أن تخبرينني |
-Eğer bir şey biliyorsan... -Hayır, bilmiyorum. | Open Subtitles | إن كنتِ تعرفين شيئاً - لا، لا أعرف - |
Zach ile ilgili bir şey biliyorsan, bana şu anda söylemelisin. | Open Subtitles | (إن كنتي تعرفين شيئاً عن مكان (زاك فاخبريني الآن |
Bak, eğer bir şey biliyorsan bana söylemek zorundasın. Çünkü bunun altından kalkamam. | Open Subtitles | أصغي، لو تعلمين شيئاً عليكِ أنّ تخبريني، لأنّني ليس بوسعي تدبّر هذا وحيداً. |
Bir şey biliyorsan şimdi söylemenin tam sırası. | Open Subtitles | إذا كنتِ تعلمين شيئاً ما عن هذا الأمر، هذا هو الوقت المناسب لكي تتكلمي. |
Eğer bir şey biliyorsan, söylemenin tam zamanı. | Open Subtitles | لو أنك تعلمين شيئاً فهذا هو الوقت المناسب |
Eğer bir şey biliyorsan. Sizi güvende tutmamıza yardım et. | Open Subtitles | إذا علمت أي شيئ ساعدينا لإبقائكم آمنين |
Eğer bir şey biliyorsan ya da duyarsan haber verirsin, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً إذا كنت تعرف شيئاً أو سمعت شيئاً يجب أن أعرف |
Bize yardım edebilecek bir şey biliyorsan kendine saklama. | Open Subtitles | إنْ كنتَ تعرف شيئاً يستطيع مساعدتنا... |
Ailemden biri. Bir şey biliyorsan, bana söylemelisin. | Open Subtitles | إنها عائلتي، إذا كنت تعرف أي شئ، تحتاج لإخباري |
Lily, eğer bir şey biliyorsan, bize söylemelisin. | Open Subtitles | ليلي ، إذا كنت تعرفين شيئا يجب عليك إخبارنا |
Canavarlar hakkında bir şey biliyorsan tabii ki. | Open Subtitles | ما لم تكن بالطبع تعرف شىء عن الوحوش |