Hepimiz doğduğumuzda hiçbir şey bilmiyorduk, bunu seçersek, öylece de ölebiliriz. | Open Subtitles | جميعنا ولدنا لا نعرف شيئاً وسنموت كذلك إذا إخترنا هذا |
Sadece birkaç yüzyıl önce, yani kozmik zamanda yalnızca bir saniye önce nerede ve hangi zamanda olduğumuza dair hiçbir şey bilmiyorduk. | Open Subtitles | قبل قرونٍ قليلة فقط مجرد ثانية من الزمن الكوني لم نكن نعرف شيئاً عن من و أين كنا |
Benim hatam değildi, biz bir şey bilmiyorduk. | Open Subtitles | -لم يكن لي علاقة يا أمي. نحن لم نعرف شيئاً.. |
Yalnızca tam olarak ne kadar büyük, tam olarak ne kadar değişik bir şey bilmiyorduk... ama bir şeyin olacağını biliyorduk. | Open Subtitles | لم نعرف كم مقدارها بالضبط ومن اي نوع لكن علمنا انها قادمة |
Ama bu konuda pek bir şey bilmiyorduk. | TED | ولكن لم نعرف الكثير عن الأمر. |
-Biliyorum. Üzgünüm. -Hiçbir şey bilmiyorduk Jack. | Open Subtitles | أعرف ، أنا آسف - لم نكن نعرف شيئاً - |
Hakkında hiçbir şey bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نعرف أي شئ عن |
Nixon'ın ekibinde olan bizler, David Frost hakkında çapkınlığıyla ünlü İngiliz talk-show sunucusu olduğundan başka fazla bir şey bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نعرف الكثير عن (ديفيد فروست) حقيقة جاك برينان) : عدا كونه مضيف برامج حواريّة بريطاني |
Hırsızlık hakkında bir şey bilmiyorduk! | Open Subtitles | لم نعرف حقا عن السرقة |
Onu aramıza aldığımızda Kuzgun hakkında bir yuvaya ihtiyacı olduğu hariç hiçbir şey bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نعرف شيء عن (ريفين) عندما أضممناها عدا أنها بحاجة إلي منزل لكي تعيش فيه |
Gerçekten bir şey bilmiyorduk! | Open Subtitles | نحن حقا لم نعرف اي شيء! |