Ama gördüğünüz tek şey buysa o zaman beni görmüyorsunuz göremiyorsunuz demektir. | Open Subtitles | لكن إن كان هذا ما ترونه فأنتم لا ترونني لا تستطيعون رؤيتي |
Endişelendiğin şey buysa, sırrın benimle güvende. | Open Subtitles | سرّك بأمانٍ معي، إن كان هذا ما تقلق حياله. |
Şey, başka biriyle yaşadığını söylemedim, eğer kastettiğin şey buysa. | Open Subtitles | حسناً، لم أقل أنك كنت تعيش مع اي أحد إذا كان هذا ما تعني |
Şey, eğer kastettiğin şey buysa evet onu buraya ben getirdim. | Open Subtitles | هل اتيتما معاً او ماذا ؟ انا الذي اصطحبتها الى هنا اذا كان هذا ما تعنيه |
Daha fazla film yapmanın sorunu halledeceğini düşünmüyorum tabii sorduğun şey buysa. | Open Subtitles | حسنا، لا أعتقد أن إنتاج أفلام عنه سيفي بالغرض إن كان ذلك ما تسألين عنه |
Eğer ülkeye sokmaya çalıştıkları şey buysa, düşündüğümüzden daha büyük problemimiz var. | Open Subtitles | حسنا ، إذا كان هذا هو ما يحاولون إدخاله الولايات المتحدة فلدينا مشكلة أكبر مما كنا نعتقد |
Peşinde olduğun şey buysa ailemi rahat bırakmalısınız. | Open Subtitles | لقد وصلني التحذير، لو كان ذلك ما تبحثين عنه، فأتركي عائلتي وشأنها |
Aşırmayla suçlanmaktan hoşlanmam eğer beni suçladığın şey buysa. | Open Subtitles | فأنا لا أحب أن أكون متهماً بسرقة أفكار مؤلف آخر لو أن هذا هو ما تتهمنى به أدخل يا شيكو |
Kimsenin ama kimsenin bizi öğrenemeyeceği hakkında bir söz veriyorum gerçekten korktuğun ve gerçekten seni engelleyen şey buysa artık sorun değil demek oluyor. | Open Subtitles | ذلك يعني، بأنّني اقطع عهداً على نفسي، حسنٌ بأنّه لا أحد .. لا أحد سيعلم بخصوص علاقتنا إذا كان ذلك ما تخشينه .. |
Tamam, eğer hissettiğin şey buysa art... artık bir ailemiz yok. | Open Subtitles | حسنا ان كان هذا ما تشعر اذن لم يعد لدينا عائلة |
Eğer ima ettiğiniz şey buysa, asla silah almadım. | Open Subtitles | لم أحمل سلاحاَ من قبل إن كان هذا ما تسألين عنه |
Eğer burada da olan şey buysa, bu durum Adam'ın onlardan kaçmak yerine neden polisten kaçtığını açıklıyor. | Open Subtitles | إن كان هذا ما حدث هنا سيفسر ذلك هروب آدم من الشرطة بدلاً من اللجوء إليهم |
Sorduğun şey buysa ben de keşke mecbur kalmasaydık diyorum. | Open Subtitles | أتمنى لو لم يكن هذا ضرورياً إن كان هذا ما تسأله |
Beklediğin şey buysa, burada çok uzun zaman geçireceksin. | Open Subtitles | إذا كان هذا ما تنتظره فإنك ستبقى هنا لوقت طويل جدا |
Dert ettiğin şey buysa, başka biriyle de evlenebilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك الزواج بأي شخص إذا كان هذا ما يقلقك |
Yani, eğer istediğin şey buysa, annen inle konuşabiliriz. | Open Subtitles | أقصد .. إذا كان هذا ما تريده .. نستطيع الحصول على موافقتها |
"Eğer kastettiğin şey buysa evet onu buraya ben getirdim." Hadi dostum, gerçekçi olalım. | Open Subtitles | انا الذي اصطحبتها الى هنا اذا كان هذا ما تعنيه لنتكلم عن الأمور بشكل واضح |
Ama, istediğin şey buysa adamımıza kendin söyleyebilirsin. | Open Subtitles | لكن اذا كان هذا ما تريد يمكنك ان تطلب الرجل بنفسك |
Eğer yapmaya çalıştığım şey buysa işe yaramadı... sabah olduktan sonraya kadar. | Open Subtitles | إن كان ذلك ما حاولت فعله لم يجدِ نفعاً... ليس في الصباح |
İma ettiğin şey buysa çatışmayı ben başlatmadım. | Open Subtitles | أنا لم أبدأ بإطلاق النار، إن كان ذلك ما تلمحين إليه |
Başka pek çok incelik var ama kaptığın şey buysa, tamam o zaman, demek istediğim bu olsun. | Open Subtitles | ثمّة معانٍ أخرى أدهى، ولكن إن كان هذا هو ما أدركتَه، فنعم، هذا مرادي |
Eğer yapmak istediğin şey buysa yap. | Open Subtitles | ذلك شيء يجذبني بقوة. يا رجل، لو كان ذلك ما تريد فعله |
Ama gerçekten öğrenmek istediğin şey buysa, asıl fiyata yaklaşamamışsın bile. | Open Subtitles | لكن لو أن هذا هو ما تبحث عنه فلم تقترب من دفع المطلوب حتى |
Eğer düşündüğümüz şey buysa... çukur kazamaz, birini gömemezsin. | Open Subtitles | .. لن تكون قادرا أصلا على حفر حفرة أو دفن شخص ما إذا كان ذلك ما كنت تفكر به |
Eğer inandığın şey buysa benim için sorun yok. | Open Subtitles | ان كان هذا ما تؤمنين به فلا بأس |