Her şey harika. Biraz önce bütün tırnaklarımı kestim. Buna inanabiliyor musun? | Open Subtitles | كل شيء رائع ، لقد قلمت أظافري الآن هل تصدقين هذا |
Brady'nin o planı keşfetmesine yardım et çünkü Tanrım, biliyorum ki yapmak üzere olduğun şey harika olacak. | Open Subtitles | فساعده للعثور على هذه الخطة لانى يارب أعلم أنك تريد أن تفعل شيء رائع. |
Geçen sefer, her şey harika giderken, birden bire, işin yüzünden beni terk ettin. | Open Subtitles | آخر مرة كنا فيها معاً كان كلّ شيء بخير وبعدها من حيث لا أدري هجرتيني بسبب عملكِ |
Dünkü toplantıda her şey harika gidiyor demiştin. | Open Subtitles | كان عندنا إجتماع بالأمس وقلت أن كل شيء بخير |
Bence yaptığın şey harika. | Open Subtitles | اعتقد ان ما تفعلينه هو شيء عظيم |
Bu şey harika. | Open Subtitles | هذا الشيء رائع. |
Her şey harika, çok eğleniyoruz! | Open Subtitles | كل شيء مثالي ! نحن لدينا الكثير جدا من المرح |
İkinizi karı koca ilan ediyorum, ve öpüşürler, her şey harika. | Open Subtitles | نعم, و الآن أعلنكما زوجا و زوجة و سيقبلان بعضهما, و طل شيء رائع لهذا سأذهب |
Beni eve vaktinde ve güvende götürdüğün sürece her şey harika. | Open Subtitles | أنظر، طالما أنك تعيدني سالمة و في الوقت المناسب، فكل شيء رائع أنا آسفة جداً. |
Kulağa her şey harika gibi geliyor. Bir toplantım olduğunu hatırladım. | Open Subtitles | يبدوا بأن كل شيء رائع أوه لقد تذكرت للتو بأن لدي موعداً |
Her şey harika. Çocuklar eğleniyor. | Open Subtitles | أجل، كل شيء رائع الأولاد يستمتعان بوقتهما |
"Her şey harika, minnettarım" diyecekmişiz gibi. | TED | ولسان حالنا: "ياه، كلُّ شيء رائع! أنا ممتن غاية الامتنان! |
Karaciğerim dayanıyor. Her şey harika. | Open Subtitles | ما زالت تقف كما هي كل شيء رائع |
Her şey harika. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | كلّ شيء بخير لا يوجد ما يستدعي القلق |
Evet, bir "her şey harika, yemin ederim arkadaşız" diyorsun ama sonra onun ödevini yapıyorsun ve liseli aptal aşıklar gibi peşinde dolanıyorsun. | Open Subtitles | أجل في دقيقة كل شيء بخير, "نحن أصدقاء, أقسم". و في اللحظة التالية انتِ تعملين واجبه عنه, و تلاحقينه كأنك فتاة في المدرسة ولهانة. |
Her şey harika. Sen nasılsın? | Open Subtitles | كل شيء بخير ، كيف حالك أنت ؟ |
Eğer bu saçmalıksa, bana yardımcı olmuyorsun, kendine de yardımcı olmuyorsun, ama bu gerçekse, eğer düşündüğüm kişiysen, öyleyse yaptığınız şey harika. | Open Subtitles | حتى إذا كان هذا هو هراء انت لا تساعدني انت لا تساعد نفسك ولكن إذا كان هذا حقيقي إذا كان هذا من أعتقد أنه هو, ثم ما تفعلونه شيء عظيم |
Her şey harika. Aynı ama iyi. | Open Subtitles | - لا، كل شيء عظيم عادى، ولكن جيد |
Eger bir Eloi'ysan her şey harika. | Open Subtitles | - هذا شيء عظيم انك من سعيدي الحظ |
- Bu şey harika. | Open Subtitles | .هذا الشيء رائع |
Hiçbir şey harika değildir. | Open Subtitles | حسناً ، لا شيء مثالي. |
- Neden peki? - Bilmiyorum ki her şey harika gidiyor bu işi elime yüzüme bulaştırmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أدري، كلُّ شيءٍ رائع بيننا، ولا أريد أن أفسدَ الأمر. |
Listede bir numara "Her şey harika." | Open Subtitles | ـ وعلى قمة القائمة، أغنية "كل شيء مُذهل ! |
Her şey harika görünüyor. | Open Subtitles | يبدو كل شىء بخير |