Bana öyle bakma Helen. Bu, bir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | لا تنظرو إلي بهذه الطريقة هذا لا يعني أي شيء |
Ve eski askeri dosyasının içine sıkıştırılmış sanki bir şey ifade etmiyor gibi. | Open Subtitles | وانها محشوة فقط في ملف جيش القديمة مثل ذلك لا يعني أي شيء. |
Angie'yi tanıyor olmam hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | الحقيقة التى أعلمها أن أنجيلا لا تعنى شئ |
- Hiçbir şey ifade etmiyor. - Bir şey ifade ediyor demedim. | Open Subtitles | .. نعم، لن تعنى اى شئ، لذا - لم افكر فى انها كانت تعنى شئ - |
O benim gerçek karım değil. Benim için bir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | هي ليست زوجتي الحقيقية هي لاشيئ لي |
Açıkçası teorin pek bir şey ifade etmiyor Allison. Bunu bir düşün. | Open Subtitles | صراحة ، نظريتك لا تعني شيء ، أليسون ، فكري في الأمر |
Her neyse. Bu hava bükücülüğü eğitimleri bana hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | لاشيئ من هذه الأشياء الخاصة بالتحكم بالهواء تبدو منطقية بالنسبة لي |
Samimiydim Kate Bak, bu kadın bana hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | كلا أنا جاد , هذه المرأة لا تعني شيئاً لي |
Notta tam olarak ne yazıyor bilmiyorum fakat sana şunu söyleyeyim, o kız benim için hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي حوته الرسالة بالضبط لكنني أؤكد لكي بأنّ تلكّ الفتاة لم تعني لي شيئاً على الإطلاق |
Emmy, yapma, bu iş benim için hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | إيمي، بالله عليكي، هذا العمل لا يعني أي شيء بالنسبة لي |
O yüzden bu anahtar benim için bir şey ifade etmiyor | Open Subtitles | هذا المفتاح لا يعني شيئا بالنسبة لي، ولا حتى جريمة مميتة |
Yani gelir düzeyi, toplumlarımızın içinde çok önemli bir şeyi ifade ederken toplumlar arasında hiçbir şey ifade etmiyor. | TED | لذا فالدخل يعنى شيئاً هاماً جداً فى مجتمعاتنا ، ولكن لا يعني شيئاً ولا يؤثر فيما بينها. |
- Kendi sözleri. - Bu hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | ـ كانت تلك كلماته ـ هذا لا يعني أي شئ |
Kelimelerin hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | كلماتك لا تعنى شئ |
Jess, senin için bir şey ifade etmiyor olabilir ama benim için ediyor. | Open Subtitles | جيس)، ربما لم تعنى شئ) لك، ولكنها عنت شئ لى |
O benim gerçek karım değil. Benim için bir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | هي ليست زوجتي الحقيقية هي لاشيئ لي |
- Wendy mi? Bazı insanlar için "aile" kelimesi artık hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | دائماً كانت كلمة عائلة لا تعني شيء للبعض |
Bu hava bükücülüğü eğitimleri bana hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | لاشيئ من هذه الأشياء الخاصة بالتحكم بالهواء تبدو منطقية بالنسبة لي |
"Bebeğim, kıskanma sakın. Benim için hiçbir şey ifade etmiyor." | Open Subtitles | عزيزتي، لا تشعري بالغيرة، فهي لا تعني شيئاً لي |
Tabii ki bu bana hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | و التي لا تعني لي شيئاً على الأطلاق |