Ben başka bir şey sipariş etmiştim. | Open Subtitles | أنا طلبت شيئاً آخر. |
Bir şey sipariş etmeden duramazsın, Cal. Kuralları biliyorsun. | Open Subtitles | لا يمكنك البقاء إلا لو طلبت شيئاً يا (كال) أنت تعرف القواعد |
Uyurken internetten bir ton şey sipariş etmişim. | Open Subtitles | لقد طلبت الكثير من الأشياء من على الشبكة العنكبوتية أثناء نومي |
Dükkandan bir çok şey sipariş edermiş. | Open Subtitles | لقد طلبت الكثير منك |
Ödeyemeyeceğin bir şey sipariş etme. | Open Subtitles | لا تطلب شيئا لا تستطيع دفع ثمنه |
Eğer hiçbir şey sipariş vermediyseniz niye burada olayım ki? | Open Subtitles | ولماذا ساتي الي هنا ان لم تطلب شيئا |
O yüzden, başka bir şey sipariş et, onu ağzına tık ve kahrolası hayatına devam et. | Open Subtitles | إذاً، أطلب شيء آخر، وضعة في فطيرتك. وتابع حياتك السيئة. |
Birini bekleyeceğin zaman, pahalı bir şey sipariş edersin. | Open Subtitles | عندما تنتظرين شخص ما عليك ان تطلبي شيئاً غالياً |
Bir şey sipariş etmeden duramazsın, Cal. | Open Subtitles | لا يمكنك البقاء إلا لو طلبت شيئاً يا (كال) |
Bir şey sipariş etmeden duramazsın, Cal. | Open Subtitles | لا يمكنك البقاء إلا لو طلبت شيئاً يا (كال) |
Çok daha sert bir şey sipariş etmek istiyorum. | Open Subtitles | لقد طلبت شيئاً أقوى |
Öğle yemeğimiz çok hoşuma gitti aslında bir şey sipariş etmemiş olsam da. | Open Subtitles | لقد استمتعت جداً بالغداء على الرغم أنني لم أطلب شيء في الواقع. |
Hayır, internetten hiçbir şey sipariş edemem çünkü bu ağacı internetten sipariş ettim, gelen şeye bak! | Open Subtitles | {\pos(195,220)}كلاّ، لا أستطيع أن أطلب شيء من الأنترنت لقد طلبت الشجرة من الأنترنت وهذا ما حصلت عليه |
Başka bir şey sipariş edebilirsin, ben ödüyorum. | Open Subtitles | يمكنك أن تطلبي شيئاً آخر أنا سأدفع |