"şey tam olarak" - Translation from Turkish to Arabic

    • بالضبط ما
        
    • تماماً ما
        
    • تماماً ماكنت
        
    Yaptığım şey, tam olarak siz Konoha ninjalarının istediği şey değil mi? Open Subtitles أليس ما أفعله هو بالضبط ما يريده كل نينجا كونوها طوال الوقت؟
    Bu kulağa çılgınca geliyor ama yaptığımız şey tam olarak buydu. TED تبدو هذه فكرة جنونية، لكن هذا بالضبط ما قمنا بفعله.
    Bu takımın ihtiyacı olan şey tam olarak da bu. Daha yükseklere itilmek. Open Subtitles هذا بالضبط ما يحتاج إليه الفريق ليصل للقمة
    33 yaşına geldiğimde beklediğim şey tam olarak bu değildi. Open Subtitles انه ليس تماماً ما كنت اتوقعه عند بلوغي الثالثة والثلاثين
    Teksas eyaletinde uyandığımda gördüğüm şey tam olarak görmeyi umduğum şey değildi. Open Subtitles عندما إستيقظت في بلدة تكساس مارأيته تماماً ماكنت أتوقعه
    Holoband'i yaratırken aklımdaki şey tam olarak bu değildi. Open Subtitles عندما خَلقتُ جهاز المعلومات لم يكن هذا بالضبط ما فكرت به
    Holoband'i yaratırken aklımdaki şey tam olarak bu değildi. Open Subtitles عندما صنعت الهولوبان ليس هذا بالضبط ما كان يدور في خلدي
    Yani şimdiye dek yaptığım her şey tam olarak yapmamı istediğin şeylerdi. Open Subtitles لذا كلّ ما فعلْتُه، هو بالضبط ما أردْتَني أنْ أفعله.
    Bahsettiğim şey tam olarak bu artan paranoya. Open Subtitles هذا الارتياب المتزايد هو بالضبط ما أتحدث عنه
    Aslında şu an ihtiyacım olan şey tam olarak o. Open Subtitles في الواقع، هذا هو بالضبط ما أحتاجك أن تفعله
    Peki Alec'e yaptığın şey tam olarak beni nasıl koruyacak? Open Subtitles وكيف بالضبط ما ستقومين به لاليك سيحميني؟
    Baban biraz erkek olabilmen için küçük bir servet harcadı ve yapacağın şey tam olarak bu. Open Subtitles والدك أنفق ثروة كبيرة ليجعلك تكبر. و هذا بالضبط ما ستفعله، هنا و الآن.
    Elsbeth'in yapmasını istediğimiz şey tam olarak buydu. Open Subtitles ذلك هو بالضبط ما نحن أراد إليزابيث القيام به.
    Yapman gereken şey tam olarak buydu. Open Subtitles هذا هو بالضبط ما كان من المفترض أن تقومين به
    Film izlemek, müzik dinlemek, ya da yol bulmak için interneti her kullandığınızda cihazınızın yaptığı şey tam olarak bu, ikili kod dilini kullanmak. TED في كل مرة تستخدم فيها الإنترنت لمشاهدة فيلم، الاستماع إلى الموسيقى، أو التحقق من الاتجاهات، هذا هو بالضبط ما يفعله جهازك، باستخدام نظام الترميز ثنائي.
    Urban Observatory'de yaptığımız şey tam olarak da bu. TED هذا بالضبط ما قمنا به بالمرصد الحضري،
    Yapmaya çalıştığım şey tam olarak buydu, sizi korkutmak. Open Subtitles هذا بالضبط ما أحاول فعلة معكما.
    Şey, tam olarak onu kullanıyorum. Open Subtitles أجل، هذا بالضبط ما كنت أستخدمه.
    Bütçeme darbe vurursan yapacağım şey tam olarak bu olur. Open Subtitles إن أفسدتِ ميزانيتي فذلك تماماً ما سأفعله
    Hayır, hayır, söylemek istediğim şey tam olarak o değil fakat... Open Subtitles لا، لا، ليس هذا تماماً ما أحاول قوله، لكن...
    Duymam gereken şey tam olarak buydu. Open Subtitles هذا تماماً ما احتجت إلى سماعه.
    Aradığım şey tam olarak bu değildi ama, siktir et. Delik, deliktir, kardeşim. Open Subtitles ليس تماماً ماكنت ابحث عنه ولكن سحقاً لذلك الفتحة هي الفتحة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more