"şeyi açıklıyor" - Translation from Turkish to Arabic

• يفسر
• يفسّر
• يوضح
• يُفسر
• يشرح الكثير
• وتفسر
• يفسرُ
• هذا يشرح

Karaciğer giderken, böbrekleri de yanında götürür. Her şeyi açıklıyor.
و عندما ينهار الكبد، يأخذ معه الرئتين يفسر كل شئ

Haritayı ve balıkçılarımızın peşinde olduğu şeyi açıklıyor; batık hazine.
هذا يفسر الخريطة وما كان يبحث عنه الصيادون الكنز الغارق

Öte yandan, bu pek çok şeyi açıklıyor.
من ناحية أخرى ، فإنه قد يفسر بعض الأشياء

Ama itiraf etmeliyim bu birçok şeyi açıklıyor.
إلا أن عليّ أن أعترف إن هذا يفسّر الكثير عنه!

Bu her şeyi açıklıyor. Bir yılını onu aramakla geçirmesine şaşmamalı.
هذا يوضح كل شيئ, لا عجب أنه قضى سنة يبحث عنها

Eğer orada açıklanacak herhangi bir şey olmasa da YDP olmaması her şeyi açıklıyor.
كان نقص التخثر ليفسر كل شئ إن كان هناك أي نقص آخر يُفسر

- Bu birkaç şeyi açıklıyor. - Sanırım sizin evde bunlardan yok.
هذا يفسر العديد من الأشياء لا أعتقد أن لديك واحده مثلها فى عالمكم

Harka, bu her şeyi açıklıyor. Taşikardi, akciğer ödemi, bağırsak çürümesine neden olan damar darlığını...
يفسر كل شئ، الخفقة الاستسقاء الرئوي، انقباض الأوعية

Alyuvar sayısı dışında her şeyi açıklıyor.
تشوه الخلايا الحمراء الأنيميا يفسر كل شئ عدا خلايا الدم البيضاء

Geçen yıl STD'si varmış. Bu her şeyi açıklıyor. Sodyum düzeyi düşük.
أصيب بمرض جنسي العام الماضي هذا يفسر المعيار

Karaciğer giderken, böbrekleri de yanında götürür. Her şeyi açıklıyor. Evet, benim.
و عندما ينهار الكبد، يأخذ معه الرئتين يفسر كل شئ

Haa, arkamı dürten şey bir lastik levyesi miydi? Bu çok şeyi açıklıyor.
إذاً كان مفك إيطار الذي يخزني من الخلف ، هذا يفسر الكثير

Bu her şeyi açıklıyor.
هذا يفسر الأمر , الأن اذا كنت لا تمانعين

- Bu çok şeyi açıklıyor. - Evlatlık filan değilsin Brick.
. هذا يفسر الكثير - . "أنت لست متبنــى يا "بريك

Sanırım bu, ilişkimizle ilgili pek çok şeyi açıklıyor.
وأعتقد أن هذا يفسّر الكثير عن علاقتنا

Bu bir çok şeyi açıklıyor.
هذا يفسّر الأمر، بل يفسّر الكثير.

Bu pek çok şeyi açıklıyor.
هذا يفسّر الكثير

Ama söylediğin için teşekkürler. Bu pek çok şeyi açıklıyor.
. لكن شكراً على إخباري . هذا يوضح الكثير

Bu buradaki meyve gibi şeyi açıklıyor. Birinciliğimi anlamak için yazı tura attım.
هذا يوضح سبب لونه لقد رميت العملة لأحدد لوني النهائي

Hadi ya. En azından bu sivri dişleri pençeleri ve diğer her şeyi açıklıyor. Şimdi oldukça mantıklı.
هذا يوضح المخالب و الأنياب وكل هذا كله أصبح مفهوم الأن

Bu her şeyi açıklıyor. - Artık mutlu musun?
هذا يُفسر الأمر , هل انت سعيد الآن ؟

Aman tanrım, bu her şeyi açıklıyor, Sydney.
اووه , يا إلاهي , هذا يشرح الكثير , سيدني.

Sesleri, sersemliği, her şeyi açıklıyor bu.
وتفسر الأصوات ، الدوار ، كل شيء

Ve bu da benimle ilgili hemen her şeyi açıklıyor.
وهذا يفسرُ تقريباً كل شئٍ عني

Bu, birçok şeyi açıklıyor. "Yankees"i ben de severim ve nişanlımı geçen sene kaybettim.
هذا يشرح الكثير، بالفعل، أنا أحب اليانكيز أيضا و لقد فقدت خطيبتي قبل سنه