"şeyler olduğunu" - Translation from Turkish to Arabic

• بأنّ هناك أشياء في
• أن هناك أشياء
• هناك أحداث تكون
• أن هناك شيئا
• أن هنالك أشياء
• أنّ ثمة
• أنّ شيئاً
• أن شئ
• أمر مريب
• ان هناك شئ
• ان شيء
• ان شيئا
• بوجود شيء

Sadece hayatta paradan daha önemli şeyler olduğunu sanmıştım.
إعتقدت بأنّ هناك أشياء في الحياة أكثر أهميّة من المال.

Herkes yanlış olan şeyler olduğunu biliyor, yapılmaması gereken şeyler var.
الجميع يعرف أن هناك أشياء سيئة، والأشياء التي لا ينبغي القيام به.

Sevdiklerimizin hayatından çok daha önemli şeyler olduğunu.
ربما تكون هناك أحداث تكون أهم من فقد الكثير مما نحب في حياتنا الخاصة

İkinizin arasında olağanüstü şeyler olduğunu biliyordum, saflaştırılması gereken bir şeydi.
أنا أعرف أن هناك شيئا غير عادي بينك اثنين، شيء كان لا بد من تطهير.

Ve zor olduğunu düşündüğün halde yapmanı istediğim şeyler olduğunu biliyorum.
و أنا أعلم أن هنالك أشياء قد طلبت منك فعلها, كانت صعبة عليك جدا.

Ama seni sonsuza kadar kaybedeceğim fikri ile karşı karşıya geldiğimde bu pişman olacağım şeyler olduğunu bana hatırlattı.
لكنّ حينما كدت أفقدك للأبد، أدركت أنّ ثمة شيئاً سأندم عليه كثيراً

Bütün bunlar kötü bir şeyler olduğunu düşündürtüyor.
وكلُّ هذا يقودني للاعتقاد أنّ شيئاً سيئاً قد حدث

Ters bir şeyler olduğunu biliyordum. Bunu oraya benim için koydu.
كنت أعلم أن شئ ما خطأ لقد وضعت هذا بالعلبة من أجلي

İşe başladığın ilk günden beri, sende bir şeyler olduğunu biliyordum.
أتعلم؟ أيقنتُ بوجود أمر مريب بشأنك مذ أوّل يوم شرعت بالعمل به هنا

Çünkü burada geçen günkü sabotaj ile bağlantılı şeyler olduğunu düşünüyoruz.
لأننا نعتقد ان هناك شئ يدور هنا له علاقة بعمليات التخريب التخريــ.. ب ؟

Ülkede herkes bizi terk ettiğini düşünüyordu ama Sokrates ve ben hep bir şeyler olduğunu biliyorduk.
الجميع بالوطن اعتقد بانك تخليت عنا لكن سقراط وانا , عرفنا ان شيء ما جرى

Ve durduğumda, bir şeyler olduğunu biliyordum.
وحين توقفت علمت ان شيئا حدث لم اعرف ما هو

Beachwood'daki bir restoran erkenden kapatıldığında insanlar ters giden bir şeyler olduğunu anlamışlar.
الجيران اصبحوا يعلمون بوجود شيء خاطئ عندما اغلق مطعم محلي في بيتشوود باكرا

Sadece hayatta paradan daha önemli şeyler olduğunu sanmıştım.
أفهم هذا. إعتقدت بأنّ هناك أشياء في الحياة أكثر أهميّة من المال.

Dışarıda kötü şeyler olduğunu bilip de, bir şeyler yapamamamın verdiği suçluluk duygusu.
ذنب الذي أشعر به عندما أعلم أن هناك أشياء سيئة تحدث بالخارج وأنالا أفعلشيء بخصوصهذا.

Biliyorsun, Brian, olabildiğince zeki de olsan, hayatında kontrol edemeyeceğin şeyler olduğunu kabul etmelisin.
أتعرف يا براين، كذكي مثلك ..يجب أن تتقبل حقيقة أن هناك أشياء في الحياة لاتستطيع التحكم بها

Sevdiklerimizin hayatından çok daha önemli şeyler olduğunu. Hayır.
ربما تكون هناك أحداث تكون أهم من فقد الكثير مما نحب في حياتنا الخاصة

Buranın dışında daha iyi şeyler olduğunu biliyorum.
أترين ، أنا أعرف أن هناك شيئا أفضل في الخارج

Ama hayatta daha önemli şeyler olduğunu da hatırlamalısın.
سوف تتذكر أن هنالك أشياء مهمة في هذه الحياة

Bir şeyler olduğunu fark etmeyebilir.
إنْ لم يدرك أنّ ثمة شيء يحدث... أيمكنك أن تأخذني إلى ناقلٍ؟

Bir şeyler olduğunu biliyordum. Sorun nedir?
كنتُ أعرف أنّ شيئاً ما كان يجري معكَ، ما هو؟

Bir şeyler olduğunu biliyordum ve sen...
كنت أعرف أن شئ ما يحدث.

Yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu hissetmiştim. Tutarsızlığı fark etmiştim.
لقد أحسست بوجود أمر مريب لم تكن الأمور تتوافق.

Sende özel bir şeyler olduğunu ve değer verilmeye layık bir insan olduğunu düşünmüştüm ancak sen sıradan bir fahişeden başka hiçbir şey değilsin.
اعتقد ان هناك شئ محترم يستحق التكريم لكن انت مجرد عاهره عامية

Ve... bir şeyler olduğunu biliyordu ve...
كان يعرف ان شيء ما قادم ، لذا ..

Belki Carlos'la ilgili kötü bir şeyler olduğunu biliyorum.
ربما لاني كنت أعرف ان شيئا سيئا كان يحدث مع كارلوس

Bu çocukta garip bir şeyler olduğunu düşünen bir tek ben miyim?
هل أنا الشخص الوحيد الذي يشعر بوجود شيء مريب بشأن هذا الشخص ؟