Ama diğer yetişkinler inanılmaz acı verici şeyler söylerler. | TED | ولكن البعض الآخر من البالغين يقولون أشياء مؤلمة بشكل لا يصدق. |
İnsanlar etrafımda olduklarında bile arkamdan bir şeyler söylerler... | Open Subtitles | الناس يقولون أشياء وراء ظهري ، أحيانا حتى عندما انا موجود.. |
İnsanlar aptalca şeyler söylerler, etrafımdayken rahat edemezler, benim ne yapıp ne yapamayacağımı söylerler. | Open Subtitles | الناس يقولون أشياء غبية يشعرون بعدم الراحة من حولي يقولون لي ما اللذي أستطيع وما اللذي لا استطيع فعله |
Bazen insanlar doğru olmayan şeyler söylerler. | Open Subtitles | بعض الاحيان الناس تقول أمور غير صحيحة |
Bak, insanlar aptalca şeyler söylerler. | Open Subtitles | لكن الناس تقول أمور غبية |
Hastalar düşünmeden hareket etmeye başlar söylememesi gereken şeyler söylerler. | Open Subtitles | المرضى يصبحون مندفعين، يقولون أشياء لا ينبغي قولها. |
Bilirsin, insanlar heyecanlanınca garip şeyler söylerler. | Open Subtitles | وتعلمين... ان الناس يقولون أشياء عندما يتحمسون |
Arkadaşlar, arkadaşları hakkında böyle şeyler söylerler. | Open Subtitles | الأصدقاء يقولون أشياء كهذه عن أصدقائهم |
Tartışırlar ve istemedikleri şeyler söylerler. | Open Subtitles | ...انهم يختلفون و انهم يقولون أشياء لا يعنوها ويصنعون أخطاءً |
- Hep güzel şeyler söylerler. | Open Subtitles | - ناس يقولون أشياء لطيفة دائما. |
Şu tarz şeyler söylerler, | Open Subtitles | يقولون أشياء مثل.. |
Ve sonra her gün, sizin gibi ya da kızınız gibi, oğlunuz gibi akıllı, ilginç 20'li yaşlarındakiler ofisime gelirler ve şöyle şeyler söylerler: "Erkek arkadaşımın benim için uygun olmadığını biliyorum, ama bu ilişki sayılmaz. Ben sadece zaman geçiriyorum." | TED | و ثم كل يوم، يدخل أشخاص أذكياء، مثيرين للاهتمام في العشرينيات كأمثالكم أو كأبناؤكم و بناتكم إلى مكتبي و يقولون أشياء كهذه: "إني أعلم أن صديقي الحميم ليس جيداً لي، لكن هذه العلاقة ليست مهمة، إنني فقط أتسلى." |